Gönderi

FİLİSTİN KURTULUŞ REÇETESİ
Her sene katledilen kardeşlerimizi paylaşıyor, ah-u vah ediyor, postallarla çiğnenen, yakılan yıkılan Aksa videolarımızı duygusal müziklerle paylaşıyor, iki üç beddua ediyoruz, bitti. Gerçekten böyle mi kahrolacak İsrail? "E ama zulüm duyuruyoruz!" -Kime? ... Kime duyuruyoruz bu zulmü? Kendi nefsimize duyurabildik mi acaba? Niye kabul
·
263 views
Bülent Kaya okurunun profil resmi
Muhammet
Muhammet
Çok güzel, anlamlı ve gerçekleri anlayabilenin yüzüne çarpan bir yazı... Hepsine katılıyorum, sadece bir iki ekleme ve bir düzeltme yapmak yerinde olur sanırım. ''Oruç var namaz yok, namaz var örtü yok, örtü var ahlak yok, ahlak var ibadet yok, helal-haram nedir sofrada bilen yok yok yok!'' + diyelim ve ekleyelim; eğitim yok, bilim, teknoloji, sanat, edebiyat, araştırma yok; çalışmak yok, gayret yok, dürüstlük yok, birlik yok, idrak yok... Bizi sadece ibadet kurtaracak olsaydı, dünyada tüm nimetler bizim için hazır bekliyor olmaz mıydı? ''Yarın kıyametin kopacağını bilseniz bile elinizdeki fidanı dikiniz'' diye emreden dinin mesuplarıydık biz değil mi... Bırakın kıyameti, yıllardır gözümüzün önünde süregelen katliamları görmemize rağmen, ellerimizdeki fidanları dikmiyor, hep kurutuyoruz... Dualarımız kabul oluyordur ve de olacaktır da, ama daldığımız gaflet uykusundan, biz göremiyoruzdur belki... ''Bu kadar kuralsız, kaidesiz, umarsız yaşayan insanlara Allah neden yardım etsin!'' (yazarın ''Oysa Allah kafirde olsa "çalışana veriyor!" sözlerinin farkında olarak ekleme yapıyorum) Allah neden yardım etsin demek esasen kişisel bir fikirdir ama yanlıştır. Biliyoruz ki Rezzak olan Allah, ''sadece inananların değil, kendisini inkâr edenlere, hatta kendisine iftira edenlere de bol bol rızık verendir.'' İbadet kişinin Allah nazarında kendi faydası içindir ama rızkı için çalışması gerekir. Dua, ibadet, saygı işimizi kolaylaştırır, şevkimizi artırır ama çalışmazsak rızık olarak bize ne yiyecek, ne başarı ne de zulümden kurtuluş nasip olur. Yazarında "çalışana veriyor!" sözlerinden yola çıkarak diyebiliriz ki, çalışan kafir ama çalışıp hakettiği (buradaki çalışma ilahi manada, onların Kudüsü hak ettiği anlamında değil, çalışmasının karşılığı olarak kazanım şeklinde dile getirilmiştir) için Allah ona veriyor... Golda Meir in Müslüman ülkelerdeki meşhur sözü de benzer nitelikte ve doğru, sadece bizim tarafımızdan eklenen ''Zira bu ümmet uyuyan bir ümmettir.'' kısmı biraz Müslümanları uyanışa geçirmek maksadıyla dile getirilmiş bir cümle. Hiçbir kaynakta böyle bir ekleme yok. Yani, çalışmadan, emek vermeden, hak etmeden; kuru kuru dualarla, boşa akan göz yaşlarıyla Filistin kurtarılamaz...
Muhammet okurunun profil resmi
Eklemelerinize katılmakla birlikte, Bir eklemede ben yapayım : öz benliğimiz yok,kimliğimiz yok ,kültürümüz yok daha doğru var kendi elimizle talan ediyoruz .Taklitçiliği özgünlük sanıyoruz.Arı gibi her çiçeğe konuyoruz , ama niyetimiz bal yapmak değil avarelik, polen toplamak yerine (teknoloji, bilim,fen vs) ,bakteri topluyoruz (hertürlü hayasızlık ,içtimai ve manevi çöküş alametleri ) . Düzeltme kısmınada bir ekleme yapayım ,Yüce ALLAH’ın İsimlerinden er-Rahman ismi şerifinden söylediğiniz gibi tüm mahlukat nasibini alır dünyada .Ama bu yardımdan Allahın has kulları gibi ,sadık bir mümin topluğu olarak pay almak bir yahudinin ,müşriğin aldığı yardımla bir değildir . " Allah size yardım ederse, sizi yenecek yoktur; eğer sizi yardımsız bırakıverirse, O'ndan başka size yardım edecek kimdir? İnananlar yalnız Allah'a güvensinler."(ali İmran 160) Sadece Rahman sıfatı ilahiyesinden değil Rahim isminden nasiblenmek olarakta baklılabilr.
Bülent Kaya okurunun profil resmi
Muhammet
Muhammet
Size katılıyorum. Kastettiğim ahiretteki kazançlarımızdan ziyade, içinde bulunduğumuz özel duruma istinaden, fayda ve sonuç elde etmek istiyorsak, çalışarak, sadece dünya nimetleri (Filistin veFilistinlilerin zulümden kurtuluşu dünyevi, Kudüs ve kutsal değerlerimizin kurtuluşu hem dünyevi ham uhrevi) olarak edinebileceğimiz kazanımları örneklendirmek içindi. Kaldıki yüzyılalardır Müslümanlar göz yaşı içerisinde birbirlerinin mağlubiyetlerini, katledilişlerini izliyor ama Basîr olan Allah'ın Rahman ve Rezzak sıfatlarının anlamlarını akıllarına getirmiyorlar ama zihinleri ve gönülleri bahsettiğiniz bakterisel işlerle meşgulken, arada da, Allah'ın Kahhâr sıfatıyla gökten ebabillerle galibiyet hediye etmesini bekliyorlar... 1700lerden beri, yüzlerce yıldır nasıldı bilmiyorum ama içinde bulunduğumuz son yüzyılda, bu anlamlardan uzaklaşmamızın sebeplerinden bir tanesi de, duvarlarda, anneannelerimiz ve babaannelerimiz tarafından güzelce işlenmiş kılıflar iççinde asılı tutulup, merak edip okumak isteyenlere ''şişşt, dokunma Allah baba çarpar'' dememiz olabilir... Ne de olsa zihinlerimize kazınan yeni inanışımıza göre, Kur'an duvarda asılı durması gereken bir süs, anlamsızca dillerimize pelesenk ettirilen, Allah baba'da sıfatı da deistleşen hristiyanlardan devşirdiğimiz, korkmamız gereken, bizi çarpacak olan babamız... Allah baba bizi çarpmıyor ama ne manidardır ki, bu sinsi siyonistlerin eliyle çarpıla çarpıla feleğimiz şaşmış, aptallaşan beyinlerimiz ve kalplerimizle de bol bol romantik dualar edip hala yüreklerimize su serpiyoruz...
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.