"hükmat geliyor, beni vurecekler" diyen Mardinli kör Şeyhmus'un, marş okuyamadığı için her gün cezaevi koridorlannda dayak yedikten sonra ıslak tek gözünden yaşlar boşanırken söylediği Kürtçe ağıtları dinlediniz mi? Veya düşlerinin gerisindeki kırıntılarla otuzuna kadar savrulup, "abem bu devirde ya diploman olacak ya da bir dolmuşun" derken "faili meçhul"e giden minübüs şoförü sınıf arkadaşım Pirinçlik Kemal'i bilir miydiniz?
Nereden bileceksiniz! Bu yüzden yüreğinizi tırmalamak istiyorum. Yürekleriniz irkilsin istiyorum! Yeşil pencereden bir gül istiyorum!