Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Atatürk’ün yakınlarından Fâlih Rıfkı Atay, Atatürkçülüğü en başta milli egemenlik, anti-emperyalizm, Türkçülük ve lâiklik(sekülarizm) olarak tanımlar. Falih Rıfkı’ya göre Atatürk, her şeyden önce öğretim birliği ve seferberliği sayesinde, kafanın, zihniyetin değişmesini amaçlıyordu. Mesele “bütün halk çocuklarının müspet bilgiye dayanan ilkokul terbiyesinden geçerek bir gün gene irticâ’ın tahrikleriyle kaynaşmasının önüne geçebilmek meselesi idi.” Böylece, “Türkiye’de yeni ve uzun bir mücadele devri açılıyordu” , diyor Fâlih Rıfkı. Fâlih Rıfkı, Atatürk’ün yukarıdan hızlı değişim, inkılap metodunu şu misâlle açıklamaktadır. Mustafa Kemal’e, harf inkılabı için beş-on yıllık bir hazırlık dönemi gerektiği söylenmiş; Atatürk, “Hayır! Bu iş üç ayda olur, yahut hiç olmaz. Bir buhran çıkar, bizim teşebbüs de Enver’inkine döner” demiştir. Atatürk, bütün inkılaplarını savaş meydanındaki bir kurmay gibi hızla getirmiş ve uygulamıştır. Gerçekten Atatürk, inkılaplarını bir kurmay subayının yaklaşımıyla planlar: Hedefi ve hedefe ulaştıran koşulları açıkça maddeleştirir, sonra harekete geçer, planı süratle uygulamaya koyar. Fâlih Rıfkı, onun inkılabı meşrûlaştırma metodunu da iyi belirmektedir: “Halkı övmek, yapacaklarını ona mâl etmek ve bir halk emaneti yerine getiriyor gibi görünmek Atatürk’ün metodu idi.” Mustafa Kemal, kendisi bunu şöyle ifade etmektedir: “Biz, umûmî işlerimizde halkın temâyüllerini dikkate almak zorundayız. Fakat prensipler söz konusu olduğu zaman tek başımıza da kalsak onlardan hiçbirini fedâ edemeyiz.” Mustafa Kemal, hareketlerine meşrûluk kazandıran temel prensip olarak daima milli egemenlik prensibini öne sürmüştür. Bu prensiplerin başında çağdaşlaşma geliyordu: “Geriliklerimize mukaddes gelenekler gibi yapışarak kör bir savaş veriyorduk. İlk yapacağımız şey çağımızda olmaktı. Batı toplulukları içine katılmaktı.” Kemalizm, Asya’da geri kalmış milletler için ihtilâl planı, bir örnek oluşturmaktaydı. Çin, kapitülasyonlardan ancak Türkiye örneğinden sonra silkelenebilmiştir. “Müslüman topluluklar içinde hürriyetlerine ve haklarına kavuşan ilk kadın Türk kadınıdır”, diyor Fâlih Rıfkı.
·
69 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.