Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Bolu F Tipi Cezaevi'nde İşkence
"Bolu F Tipi Cezaevinde çile çekmekte olan gönüldaşlarımızdan, Mehmet yavuz Uçum'un Cezaevi idaresi tarafından kendisine yapılan yasadışı uygulamaları anlattığı ve daha önce Beklenen Nizam Dergisi, Yeni Şafak ve vakit gazetelerinde yayınlanan mektubunu siz genç arkadaşlarımıza sunuyoruz: -"Cezaevi içi mektuplarımız, idarenin kasıtlı tavırlarından dolayı, şehirlerarası mektuplaşmalarda geçen süreye denk bir zaman da cezaevi içindeki arkadaşlarımıza ulaştırılmakta, birçok mektubumuz da ya sümenaltı edilerek kaybedilmekte ve yahut mektupta yazılı en ufak cezaevi idaresini yazılarımızdan dolayı davalar üstüne davalar açılmakta. Bunlardan en son örnek, arkadaşıma yolladığım makalemin alıcı tarafından teslim alınmaması üzerine, cezaevi idaresi hakkında infaz cezaevi hakimliğine suç duyurusunda bulunulup itiraz hakkı kullanıldığında, cezaevi müdürü" şahsıma hakaret" başlığı altında dava açmıştır. Yani yasal hakkımız olan "itiraz etme hakkı"mızı kullandığımızda, "vay, siz misiniz dava eden?" diyerek keyfi ve kasıtlı uygulamalar yapılıyor, dava üzerine dava açılıyor... İdareye itiraz etmek yasak!.. Cezaevi içi mektuplaşmalarımızın kasıtlı olarak engellenmeye çalışılmasından dolayı, yakınımda bulunan arkadaşlarıma, "kandil tebriği", "selâm mahiyetinde not", okuduğumuz kitap veya makaleler üzerine sohbet" vs. amaçlı olarak çatı üzerinden birbirimize not atarız ve bunun da herhangi bir yasak yanı olmadığını -gardiyan ve müdürlerinin ifâdesinden- biliriz. Yine, selâmlaşma ve sohbet amaçlı, uzun süredir görüşmediğim bir arkadaşıma aynı yolla not yolladım. Yazdığım bu notta, onlarca defa mektuplarımda yazdığim cümlelerin aynısını kullandım, ve "sırf şaka yollu takılmak amacıyla", "silâh üzerine de sohbet ettik" ibaresini kullandım. Tabiî ki bunun hiçbir suç teşkil edici yanı yok ama, idare denilen ve sırf, mahkûma cezaevi içinde cezaevi yaşatma -zindan içinde zindan-zihniyeti güden kişiler bu notu baz alarak, ben ve ortak alanda beraber görüştüğüm 7 arkadaşıma"1 yıl boyunca mektup alma-verme, ortak alanlardan yararlanma, açık ve kapalı ziyaret, telefon etme" hakkımızı elimizden alarak yasaklamıştır... Bahsettiğim bu hâdise 10 Eylül 2003 tarihinde vuku buldu, yani arkadaşıma boş bir hücrenin not boş bahçesine düşüyor, 1-2 gün sonra her 15 günde bir cezavi genel araması yapılırken bu notur inotum bulunuyor ve Cezaevi 1. Müdürü önderliğinde intikam plânları başlıyor... Bu, insanlık dışı kalan, bir zihniyet sahibi kişi, bununla da etkili olamadığını görünce tehditler savcurarak "ben seni hücreye atmasını bilirim" diyerek odamızi terk etmiştir. Hadisenin akabinde fırsat bulup da kılamadığım ikindi namazını kılmak için odamızın üst katına çıktım ve namaza durdum. Farz namazın üçüncü rekatında iken odamıza 50'den fazla gardiyan baskın yaparak, oda arkadaşlarım olan Selim Zengin ve Cem Yılmaz'- tekme tokat dövmeye başladılar. Namazı bitirmek için selâm vermeme dahi firsat tanımayan 1. Müdür Ali Şeref Kül, "saldırın ve alın" emrini vererek beni de gardiyanlara dövdürttü. Yumruk ve tekme darbelerinden dolayı parmaklarım, alnım, kafamın bazı bölgeleri, bacağım ve belim hasar gördü Karga tulumba yerlerde sürüklenerek alınıp hücreye atıldım. Tıpkı bir leş gibi savurdukları yerde, duvara monteli kalorifer peteğine öyle şiddetli çarptılar ki, peteğin su vanası patladı Dakikalarca yerde, su içinde baygın yatmışım,..." Akıncı Gençlik Dergisi,Kasım 2003,Bolu F Tipi Cezaevi'nde İşkence,sf.10
··
64 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.