Beşir Ayvazoğlu’nun mimar Turgut Cansever ile konuşmalarının yer aldığı bu kitap, şehir ve şehir mimarisine farklı bir gözle bakmanıza sağlayacak bir nitelikte.
Batı mimarisinin getirdiği yüksek katlı büyük beton binaların içinde insanın küçücük kalmasına adeta kaybolmasına hatta ve hatta aciz kalmasına da eleştiri getiriyor. Birçok sorunun çözümünü, Türk evinde gören Turgut Cansever’in şehir planlamasına dair söyledikleri de oldukça kayda değer.
Birkaç alıntı da aşağıya bırakıyorum. Keyifli okumalar dilerim
”Ahşap, değişmeyen, kalıcı büyük değerler karşısında günlük hayatı tanzim eden çerçevelerin değişmeye açık oluşunu, hayatın dinamik bir süreç oluşunu simgeliyor, değişmeyecek olanın ancak ilahi gerçek olduğunu telkin ediyordu. Böylece her nesil kendi şehrini inşa edebiliyor, kendi yaşama ortamını yeniden düzenleyebiliyordu.” (s.120)
“Bir mimarın, en basit bakış açısıyla, karşılaşacağı en büyük meseledir ev.” (s.139)