Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Ölülerde yaşar....
Her hikaye hak eder belki, yazılmayı sil baştan. Sonların başlangıcı olur, yaşlı kabristan. Boynu büküktür ölüler ay ışığı altında. Fatihalar asılıyken baş uçlarında. Sıra sıra dizilirler derviş misali. Girerler, koyu siyah geceliği ile gecenin koynuna. Bozulmasın diye ölümün mütevaziliği. Gölgeler ruh bulur başka biçimde. Yokluğun dirilişi başlar, varlık içinde. Dergahıdır selvilerin , sonsuz yalnızlığı. Islak çimen kokusu kaplarken ıssızlığı. Titrek bir ney'in son nefesinde. Kıyam eder semazenler kudüm sesinde. Geceyi bağlayan tel tel ipliklerine. Sis çöker ölülerin kirpiklerine. Soyundum utanmazlığımdan. Tüm kaygılarımı çıkarıp. Attım karanlığın içine dileklerimi. Sessizce uzanıp .taze toprağa. Gök yüzüne bıraktım, sevdiklerimi. Uçan balonlar gibi yükseldiler, Yükseldikçe, yıldızlara değdiler. Toprak bana kaldı , gittikçe küçüldüler. Ilıktı toprak, hatta sımsıcak. İçimdeki kan ,sanki dışarı fışkıracak. Aksınki kanım oracıkta öleyim . Ölü olduğumu bizzat göstereyim. Ölüleri dinledim sessizce muhabbet ediyorlar. Kimi yeni gelmiş, kimi müebbet yemiş. Zamansız gelen bu ölüye anlamsız bakıyorlar. Olmaz ki birader dedi aradan biri. Doğru dürüst ölmeden getiriyorlar içeri. Sanki burası bir oyun yeri! Talkımı bile verilmedi bunun. Bir bakın hele, ölüye benzer hali var mı şunun? Boynum bükük utangaç, tamam haklısınız... dedim. Onlar beni öldürdü de ,belki ben ölemedim... Aslında bende ölüyüm sizin gibi... Ölü ve yalnız... Tek farkım sizden, sahte bir yaldız! Varsın olsun , bu kusurumu hoş görün. Bende sizin gibi ölüyüm . İnanmazsınız ama, yürüyen bir gömüyüm. Benimde kıyafetlerimi verdiler ihtiyaç sahiplerine . Ayakkabılarım kondu, dış kapının önüne. Fotoğraflarım ,çoktan tozlandı bile. Sevdiğim kitaplarım, çöpe atıldı. Tespihim, tabakam, Eskiciye satıldı. Nasıl dersiniz ki sen ölmemişsin diye? İllaki toprağın altına girmek mi lazım? Ölmüş işte diyor bak, alnımdaki yazım. Başka ne gelir ki elimden? Öldüm dedim kimse aldırmadı. Cenazemi kimse kaldırmadı En hüzünlüsü, arkamdan hiç kimse ağlamadı... Ben mezar taşı olmayan ölülerden biriyim. Sanmayın ki yaşıyorum diriyim. Yok bir gönülde müstesna yerim. Kıvrılayım şuraya sessizce. Sizden biri olayım, müsaadeniz le. Bana da bir yer yok mu bu servilerin gölgesinde. İnleyen bir salanın , kürdili hicazkar bestesinde. İşte, bir ölü gibi yatıyorum cansız ve hissiz. Karanlık bir kuyu kadar dipsiz. Taşlaşmış yüreğimi diktim baş ucuma. Keşke lerimi çıkarıp bileklerimden. Ortaksız her suçuma. Bir fatihaya muhtaç kalma korkusu ne menem? Sıraat köprüsünden geçerim, Ayıya dayı demeden. Mizan terazisinin bir kefesinde günahlarım diğerinde ahlarım... Günahsa tüm bunlar, günahkarım. Ölüm orucu gibi ölüm tövbesi ettim ben. Can almıyorum canlıdan. Hak almıyorum haklıdan . Ve aldatmıyorum kimseyi Geçte olsa doğruları görmeyi, Becerdim işte, Ölmeden önce.... ölmeyi. Siz aldırmayın bana, kimse ziyaret etmez beni... Gördünüz mü hiç ben gibilere, Allah rahmet etsin diyeni? Ölmeden öldüm ben. Sizi rahatsız etmem. Kovsanız ahiretten dünyaya... Vallahi...geri gitmem. Hani derler ya ardından mevtanın. Hiç yakışmadı... Ölüm Varsın yakışmasın be... Takma kafana... gülüm Yılmaz Tizgöl 27 /03/2021 Moskova
·
18 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.