Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

416 syf.
9/10 puan verdi
·
14 günde okudu
Kalbinizi Kıracak Bir Kitap
Muazzam bir kitap. Kalbinizi paramparça edip elinize verecek türden bir kurgu. İnceleme yazmayalı neredeyse 1 yıl olacak ve bu kitaba öylece okudum, geçtim demek yazık olacaktı. Ben de tamamen bana hissettirdiklerini sizlerle paylaşmak istiyorum. Kitabın özetinden ya da olaylardan bahsetmeyeceğim sadece duygular ve hisler olacak bu incelemede. Tess Gerritsen'a bir kez daha hayran kaldım. Bu nasıl bir anlatım, bu nasıl karakter gelişimi, bu nasıl duygu aktarı mıdır? Gerçekten çok yetenekli bir yazar olduğunu bir kez daha anladım. Şu hayatta sorsanız en sevdiğin kitap nedir diye söylemem ama en sevdiğim yazar şüphesiz Tess Gerritsen. Kadın bir olayı tespit ediyor ve sizi etkisi altına almadan bırakmıyor. Bu övgüleri söylememin nedeni: Bir kesinlikle hak ediyor oluşu, iki onunla tanışmamdan bu yana beni yine etkisi altına alıp duygu karmaşasına sürükleyen bir kitaba daha imza atması. Gelelim kitabımıza; her sayfa, her bilgi, her olay birbiriyle o kadar iyi bir uyum yakalamış ki ben kesinlikle gözüme batan, iğreti duran bir kısım bulamadım. Kitabın geneli eski zamanlardaki olayları ele alıyor: 1880 ve sonralarını. İnsan o sayfaları okurken kendini bir melankoli içinde buluyor ister istemez. Eski yasalar, eski uygulamalar, eski eğitim-öğretimler, insanların kadın ve erkeğe karşı hiçte adil ve eşit olmayan eski bakış açıları... Kendimi kitabı okuduğum zaman diliminde çoğu kez eskiye özlem ve hüzün duyarken buldum ama bu orada bulunmak istediğim anlamına kesinlikle gelmesin çünkü o zamanlarda bir kadın olarak hayatta kalmak, hayatını kazanmak, toplumda değer görüp kendini saydırmak şu zaman kıyasla 3 misli daha zor. Benim kastettiğim özlem; geçmiş yaşamların , olayların geçmişte kalması yaşanılan duyguların sönüp unutulması. Kitap ister istemez "unutma" temasına çok değinmiş gibi geldi bana. İnsan neler yaşarsa yaşasın, nelerle mücadele ederse etsin, ne büyük yükümlülükler altına girerse girsin geçmiş onu da önüne katıp götürüyor. Unutulmaktan, dünyadan silinip gitmekten, sanki hiç var olmamışım gibi yok olmaktan çok korkuyorum. Birisinin günün birinde kemiklerime ulaşıp başımdan geçenleri öğrenecek bir numaram, bir hikayem de yok. (Ama oldurmak için elimden geleni yapacağım, tarih olmayacağım:) Karakterler bazen bana o kadar gerçek ve yanımdaymış gibi geliyor, bazen de gerçek olamayacak kadar hayal. Norris tam bir mücadeleci. Her açıdan. Tıpa, bilime, canlılara olan azmi çok büyüleyici. Fakir olmanın ve sefaletle mücadele etmenin farkında bir karakter. Ve bu fakirlik içinde okumanın, kariyer sahibi olmanın tek kurtuluşu olduğunun farkında. Çoğu açıdan onu hem kendime hem de çoğu TC öğrencilerine benzettim. Sefaleti gerçekten tatmış ve bunu hiç içselleştirmeden hep böyle olacağını düşünmeden azimle okumaya yönelmiş. Başına gelenler gerçekten kalbimi o kadar kırdı ki, gözlerim son sayfalarda çok doldu. O kesinlikle çok daha iyi şeyleri hak ediyordu. Böyle bir karakteri unutacağımı zannetmiyorum. Rose tam bir savaşçı. Norrisin kitabın sonlarına doğru yaşadıklarının dışında, Rose'un yaşamış olduğu şeyler Norrisle kıyaslanamaz bile. Burada Norrisin yaşadıklarının azlığından değil Rose'un çokluğuna değinmek amacım. 17 yaşında bu nasıl ruh, bu nasıl gözüpeklik? Gerçekten çoğu askerlere taş çıkartacak türden bir hayat mücadelesi. Değer verip yücelttiği her şeyi sonuna kadar koruyor ve sahip çıkıyor. Hayran olunası bir sadakati ve bağlılığı var sevdiklerine karşı. Çok çekti tüm kitap boyunca ve onun çektiklerini ben çekmişim gibi canım yandı. Ona karşı bir sevgi ve merhamet geliştirdim. Şimdi ve o zamanlarda da olduğu gibi genç kızların önleri açılıp ellerinden tutulsa kim bilir o azim ve zekayla neler başarabilirlerdi, hepsi birer soru işareti tabi. Ve ikisinin okuyucuya geçiren naif aşkı. Aşkın tanımına uyan bir aşk. Gerçekten çoğu açıdan birbirlerine o kadar çok benziyorlar ki... Benzer yollardan geçip benzer olaylarla mücadele etmişler ve bu olaylar en sonunda onları birbirine bağladı. İnsanın bu kitapları okuyunca böyle bir aşka ve böyle bir sevilmeye ihtiyacı olduğunu anlıyor. Yazar her ne kadar geçmiş zamanda kalbimizi kırdıysa da şimdiki zamanda düzeltmeye çalışmış ama bana o kalp kırıklığını bazı şahıslar hayatta olmadığı sürece unutturamaz. Daha yazıp anlatmak istediğim çok şey var ama benden bu kadar, gerçek bir deneyim için okumak ve kendi duygularınızla benim okuduğum sayfalarda eşlik etmek daha büyüleyici olur. Okuyacak olanlara şimdiden iyi okumalar :)
Kemik Bahçesi
Kemik BahçesiTess Gerritsen · Doğan Kitap · 20181,943 okunma
·
61 görüntüleme
Doğavekitap okurunun profil resmi
👏👏👏 elinize sağlık. Merakla okudum kitabı ve kendimce yorumladım 👇 dogavekitap.wordpress.com/2024/01/10/kemi...
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.