Spoiler içermektedir. Kitabı bitirir bitirmez bu inceleme yazısını yazmak istedim. Öncelikle kitabı çok beğendiğimi ve tavsiyelerim arasına eklediğimi belirtmekte başlayabilirim. Kitap fabl niteliğinde yazılmış yani başkahramanları hayvanlar. Bu özelliği ile "çocuk kitabı mı?" sorusu akla gelse de olmadığını belirtmeliyim. Kitap, çiftlikteki hayvanların baştaki insanlar tarafından baskılandığına, sınırlandığına, temel ihtiyaçlarından mahrum bırakıldığına kısacası zulme varan davranışlarda bulunduklarına yer verilerek başlıyor. Bunlardan kurtulmak, özgürlüklerine kavuşmak için koca reis dedikleri ve sonradan ölen domuzun söylevini gerçekleştiriyorlar. Çiftlikten insanlar kovularak kendi özgürlüklerini elde ediyorlar. Hayvanlar arasında en akıllıları olan domuzlar, yönetimde etkili olsa da ilk başlarda her şey güzel gidiyor. Sadece kendileri için çalışmak, temiz su, bol gıda... Ancak zaman içerisinde bazı şeyler değişiyor. Baskıdan, zorbalıktan kurtularak oluşturdukları bu Hayvan Çiftliğinde, eskisinden daha fazla baskı ve adaletsizlik uygulanmaya başlanıyor. Ve tabi ki en akıllılar olan domuzlar tarafından. Başta belirledikleri yedi emire uyulmuyor ve kendi çıkarları doğrultusunda maddeler değiştiriliyor. Domuzlar artık insanlar gibi yatakta yatıyor, içki içiyor, ticaret yapıyor, onlar gibi giyiniyor. Diğer hayvanlar çok çalışma, az yemeğe tabii iken onlar bol yemek, az çalışma hatta hiç çalışmamayı sürdürüyorlar. Domuzlar ve diğer hayvanlar arasındaki bu ayrımlar hatta ayrıcalıklar giderek artıyor. Ve Hayvan Çiftliği eski günlerinden daha zor günler yaşıyor. Kitabın sonunda domuzlar ile insanların aynı masada içki içip eğlendiklerini izleyen diğer hayvanlar bir tuhaflık seziyor. İnsanlar ile domuzları birbirinden ayırt edemediklerini ve domuzların insanlara, insanların domuzlara dönüştüğünü fark ediyorlar.

Hayvan ÇiftliğiGeorge Orwell · Can Yayınları · 2020245,7bin okunma

·

10 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.