Göçmenlik ontolojik bir krizdir, çünkü şahsiyetinizin koşullarını sürekli olarak değişen varoluşsal şartlar altında müzakere etmeye zorlanırsınız. Yurdundan olmuş kişi, sistematik nostalji aracılığıyla anlatı istikrarı -işte benim hikayem!- için çaba sarf eder.