Gönderi

104 syf.
·
Not rated
·
Read in 10 days
Ne diyarbakır anladı beni, ne de sen Oysa ne çok sevdim ikinizi de bilsen.. diyen bir üstattan anca böyle öyküler çıkardı. Her kötülüğün üstünü sevgiden söz ederek örtüyordu öykülerinde. Acıları, hüsranları yüreğimizde sızım sızım hissederken, sevgiyle son bulduruyordu bir şekilde. İsyanını yapıyordu, yol gösteriyordu ama bunu sevgiyle yapmaya çalışıyordu. Her öykünün muhakkak düşündüren yanını bırakıyor okura. Bunu çok sevdim. Benim için ilk Yılmaz Odabaşı eseri oldu. Birkaç eserlerini de okuyup pekiştirmek isityorum düşüncelerini. Kitapta alıntı yapacağım çok yer var ama ben en çok aşağıda bıraktığım alıntıya vuruldum. İncelemeyi de böyle kapatmak ve tek bir cümleden, içinizde bıraktığı hüzünle bir gün elinize alıp okumanız dileğiyle. ''evlerin çatıları, kapıları ve perdeleri...sevinçleri, coşkuları olduğu kadar, acıları ve yoksullukları da örtüyor. O örtülü kapıların ardında herkes kendi cennetini ya da kıyametini yaşıyor... bu kent boşalacak! gökyüzü uçaklara, kent yüzü namlulara kalacak! bu kent boşalacak ve bizden başka kimse kalmayacak'' diyordu. O vuruldu, kent kaldı...
Sevginin Herkesten Şikayeti Var
Sevginin Herkesten Şikayeti VarYılmaz Odabaşı · Siyah Beyaz Kitap · 2016228 okunma
·
28 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.