Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

238 syf.
·
Puan vermedi
“Bu dünyada insanların korktuğu tek şey öğrenmekti.” İhsan Oktay Anar’ı Puslu Kıtalar Atlası kitabıyla tanıdım. Karşıma çok çıkan bu kitabı sonunda okuma fırsatı buldum. Kitabı okurken yer yer sıkıldım, geri döndüm, ileri sardım. İnternetten özetlerine baktım. Kitabın tahlillerine göz gezdirdim. Neticesinde kitabı bitirdiğimde karmaşıklığı çözemedim. Yazarın üslubu, kurgusu tek kelimeyle dahiyaneydi fakat kitap benim kafamda bir bütüne ulaşamamıştı. Karmaşıyı toparlayamamış ama aynı zamanda kitabı sevmiştim. Puslu Kıtalar Atlası kitabının nasıl bir şaheser olduğunu ve edebiyatımızın en güzel postmodern örneklerinden biri olduğunu ne yazık ki kitabı bitirdikten sonra gerek buradaki incelemelerden gerek internetten yaptığım araştırmalardan öğrenecektim. Zaten Kitap üstüne yapılan araştırmalar ve tahliller bile kitabın edebiyatımızın hangi katmanında bulunduğunu belli ediyordu fakat ben ne yazık ki bunu geç farkettim. Uygulamada kitabı ‘okudum’ olarak işaretledim ama bunun hakkını gerçekten veremedim. Yazarın bir kaç kitabını da okuyup tarzına alıştıktan sonra yeniden okuyacağım ve okuduktan sonraki fikirlerimi bu incelemenin altına ayrı olarak yazacağım. Bu benim için bir ders niteliğindedir, sizin ilginizi çekmeyebilir. Ben kitap okurken; okuduklarımı anlamak, unutmamak ve kendimi geliştirmek için sürekli notlar alır internetten araştırmalar yaparım. Yazarın bu kitabını okuduğumda kafamda birleştiremediğim içindir İhsan Oktay Anar bana çok şey öğretti. Çünkü bu kitap için yaptığım araştırmayı (Ruh Adam kitabı haricinde) hiçbir kitapta yapmadım. Tanımının yapılması bile çok zor olan postmodernden girip modernizmden çıktım. Bunlar bir yana yazarı anlamak için onun tahlillerini, hakkında yazılanları okudum. Yani kitabı anlayamadım diye kitabın yarısı kadar da bu anlattıklarımı okudum. Neticesinde bir çok şey öğrendim; edebiyatımıza dair yeni şeyler, biraz tarih, biraz felsefe derken yepyeni bir yazar tanımış oldum: Merhaba İhsan Oktay Anar… İhsan Oktay Anar’ın ikinci okuduğum kitabı Suskunlar kitabı oldu. Tabii bir Puslu Kıtalar Atlası kadar olmasada bu kitaptan sonra kendisine hayran olup bu incelemeyi yazmaya karar verdim. Şimdi yazarı daha iyi tanıyorum. Puslu Kıtalar Atlası kitabını ilk kez okuduktan sonra yazarı hakkında yazılan övgüleri saçma bulmuştum. Tabii yukarıda bahsettiğim araştırmalar sonrasında bu övgüleri saçma bulmamı da saçma buldum. Şimdi, Suskunlar kitabını okuyunca benimde yazarı övmemi sizde saçma bulmayın lütfen. İddia ediyorum İhsan Oktay Anar edebiyat tarihimizin en güzide, en usta yazarlarındandır, kıymetini bilelim. Yazarın tekniği gerçekten bambaşka: kurmacası epey karmaşık. Osmanlı dönemi alsanı olduğu için dilide kolay değil. Ama o kadar ustaca bir karmaşası ve üslubu var ki yinede bırakamıyorsunuz elinizden. Ben bırakabilseydim bu incelemeyi yazıyor olmazdım. Kitabı ilk okuyuşumda karmaşasından kurtulamadığım halde elimden bırakamayıp bitirmemin tek bir sebebi var: Puslu Kıtalar Atlası muhteşem bir kitaptır. İçinde felsefe, fantastik, tıp, fizik, polisiye, savaş… Tarih desen buram buram kokuyor. Karakter bolluğu hat safada. Konusu muhteşem. Olay örgüsü girdili çıktılı, gittili geldili. Yani kitabı bir kategoriye koymak isteseniz gerçekten kararsız kalırsınız. Ne kadar zengin bir kitap olduğuda bu kararsızlıktan anlaşılabilir. Tonlarca yüklü gemiler nasıl deniz üstünde yüzüyor diye aklımız almıyorsa böylesine bol malzemeli bir kitabın bu kadar farklı dalları içerisinde barındırıp okuyucu sıkmadan çoşkuyla okunacak bir roman haline gelmesi aynı derecede soru işaretidir. Tüm bu anlattıklarım kendi şahsime ait çıkarımlardır. Bir başka okur kitaba çok daha hakim olabilir. Ben asla kitabı gözünüzde "zor okunan karışık bir kitap" şekline bürümek için yazmadım bunları. Benim karmaşıklık dediğim şey yazarın kurgu tarzıdır. Yani yazar çerçeve anlatığım tekniği kullanmış: öykü içinde öykü. Sizde bu sebepten kitabı okurken gerçekle kurgu arasında gidip geleceksiniz. Bu yüzden kitabın içinden çıkamayacaksınız. Bu anlattıklarımdan sonuç olarak, kitap ve yazar hakkında biraz ön araştırmayla bambaşka bir zevk alabilirsiniz. Eğer bu kitap yazarın okuyacağınız ilk kitabıysa bence spoiler yemeden bir ön araştırma yapın. Aslına bakarsanız bu kitaptan başlamayın. Yada kitabı tekrar okuyun. Ama emin olun seveceksiniz bu kitabı. Çünkü bu eser edebiyat tarihimizin en değerli kitaplarındandır. Sadece yerli değil dünyada da postmodernin nadide örneklerinden biridir. Kıymetini bilelim istiyorum.
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlasıİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 202048,2bin okunma
·
62 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.