“Arketip” sözünün kökeni, Yunanca arkhe (“ilk”) ve typos (“baskı” ya da “kalıp”) sözleridir. Arketipler, insanlık tarihinde sık yinelenen deneyimlerin tortuları gibi görülürler. Bu kalıplar, doğdukları andan itibaren bütün insanlarda mevcut olup, bilinçdışının derin bir düzeyinde enerji olarak bulunurlar. Bunlarla içsel olarak rüya ve düşlemlerde ya da dışsal olarak mitlerde ve dinsel düşüncede karşılaşabiliriz. Arketip birçok yoldan yaşantılanabilir: Hikâye olarak; mandala gibi bir kalıp ya da imge olarak; mitsel ya da arketipsel bir karakter olarak; hatta bir duygu-heyecan yaşantısı olarak.