Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

246 syf.
·
Puan vermedi
·
44 günde okudu
Bir masa düşünün. Masada döneminin en önemli şairleri, yazarları, entelektüelleri oturuyor. Bir de bir adam; saçı sakalı birbirine karışmış. Yıkanmayan, kirli kıyafetleriyle... Yemek masasındaki gümüş kaşığı alıyor eline ve cebinden çıkardığı kahverengileşmiş bir bezle başlıyor silmeye. Masadaki herkes döneminin en büyük entelektüelleri. Hiç kimse tek kelime etmiyor. Çünkü herkes onu seviyor ve herkes onun o masada olmasından büyük bir gurur duyuyor. Sakallı Celal hakkında ilk duyduğum hikaye bu olmuştu. Tabii "bu kadar cahil olmak için çok iyi tahsil almak gerekir" sözü de benim favori sözlerimden birisiydi. Sakallı Celal'in, gerçek adıyla Celal Yalnız'ın hayatının yazıldığını duyduğumda işte bu nedenle çok sevinmiştim. Hemen gidip kitabı aldım. Yaşadığı dönemin entelektüel ve siyasi camiasının hemen herkesçe bilinen ve sevilen ismi olan Sakallı Celal'in, hiç kitap yazmadığı için unutulup gitmesi önlenmiş oldu bu kitap sayesinde. Orhan Karavelli onun unutulmasının önüne geçmiş bu eseriyle. Bununla birlikte, bu eseri bir "biyografi" olarak beğendiğimi söyleyemem. Her şeyden önce Sakallı Celal'in ortaya yazılı bir şeyler bırakmamış olmasının yoksunluğu hissediliyor bu kitapta. Yazar bunu telafi etmek için çok emek sarf etmiş ama yine de kitapta Sakallı Celal'in felsefesi eksik. Diğer yandan, onun hayatını anlatırken çok fazla dikkat dağıtacak detaylara saplanmış. Örneğin Lenin'in Türk olup olmadığının (Lenin Türk mü? s.138) Sakallı Celal ile ne alakası var? Bunun mantığını çözemiyorum.
Sakallı Celal
Sakallı CelalOrhan Karaveli · Kırmızı Kedi Yayınevi · 2018279 okunma
·
14 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.