Taş Tanrılar ilginç bir okumaydı. Tabii ki çok mutluyum:) Ekolojik yıkım, cinsiyet rolleri, yapay zeka gibi konulara odaklanan bilimkurgu romanı. Başta anlatım, kurgulanan gelecek biraz standart geldi, Winterson okuyorum; beklentim yüksek, şaşırmak istiyorum, zihnim karışsın:) Öyle de oldu, kitap ikinci yarısında dönüşüm geçirdi. Şaşkınlık, merak, beklediğim Winterson…
Kitapta bir döngü var ve kitabın başı aslında hikayenin sonu da:) Sonrası çok az spoiler!!!Orbus adlı bir gezegende başlıyor kurgu. Gezegen fazlasıyla tüketilmiş yeni bir gezegen arayışındalar ve Mavi gezegeni buluyorlar. Gelecek kurgusu aslında geçmişimiz. Dünyada yaşamın başlamasına dair bir kurgu, ya da yaşamın nasıl sonlanacağına dair. İkinci bölüm 1774 yılında geçiyor, kitap adını da bu bölümden alıyor. Paskalya Adası’nın sakinlerinin yok olmaya başladığı dönem. Ağaçları kesip taş heykeller (Maoi) dikiyorlar ve yaşam için bu heykellere dua ediyorlar. Yıkım getirip yardım ummak da bir döngü. Sonrası günümüze yakın bir zamanda geçiyor. Üçüncü dünya sav*şı sonrası yaşam ve Enkaz şehir. Tüm bölümlerdeki asıl karakterler de aynılar, isimleri davranışları benzer. Robinson Crusoe karakteri üzerinden tasarlamış her bölümde yer alan Billy karakterini.
Jeanette Winterson ile @hulyacelikd ‘in 
Orhan Sağlam de Taş Tanrılar söyleşisi var, tavsiye ederim.
Jeanette Winterson’u epey seviyorum
·
220 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.