Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Olimpos;
Şehirlerin geçmişe yasli bir yüzü vardir. Modern dönemde,mekanlar gittikçe dijitalleşse de başka değişle görselleşse de, şehirlerin insanı inciten yüzü canlılığını koruyor. Aslında genel anlamda geçmiş denen zaman mefhumu insana bunu hissettiriyor. Tüm insanların,siyah beyaz bir fotoğrafa baktığında gördüğümüz şey en çok da hüzündür. Tıpkı insanlar gibi şehirler de zaman geçtikçe asıl olandan uzaklaşıyor. Modern zaman dört bir yanımızı sarmaya devam ettikçe eskiye olan özlem de artıyor.Eski bir çeşme, ahşap bir ev, göğe yükselen bir minare ve daha fazlası bir şehrin eski halini anlatir. Yüksek katlı apartmanların arkası avm'lerin gölgesinde kalan sessizliktir şehrin gerçek yüzü. Her şehir muhakak bir insan da hatıra bırakır. Yıllar yıllar önce yolu uğrayan birinin bile bir ömür anlatacak bir hatırası vardır o şehirde. Askerliğini yapanlar,iş için gidenler,öğrencilik yıllarını yaşayanlar unutulmaz bir anı olarak gönül dünyalarında sarıp sarmalayıp bir ömür saklar. Bizim ülkemiz; tarihin, kültürün, medeniyetin, sanatın edebiyatın, sporun başkentidir. Yazarların vesairlerin kendilerine has bir düsturu vardır. Bu fotoğrafları anlatmak başlı başına bir yazma serüvenidir. Herkesin kendi memleketi vardır ve iç dünyasındaki memleket resmini çizer kalem erbabı. Padişahlar kendi mahlasları ile bulunduğu coğrafyayı anlatmıştır. Yahya Kemal, Sebahattin Ali, Orhan Veli, Necip Fazıl, Sezai Karakoç ,Turgut uyar Atilla İlhan... gibi şairlerin memleket şiirleri meşhurdur.Sadece şiirlerde değil elbette romanda, hikayede, denemede anlatırlar. İnsan bir şehri anılarıyla ve içindeki insanlarla sever. Şehrin neresi olduğu çok da önemli değildir. Yaşarken anılar biriktirdiysen orası senin için en güzel şehirdir. Birçok şair ve yazarımız da bulunduğu şehirden uzakta kalsa bile anıları hiç peşini bırakmazdı. Şehirlerin ruhuna dokunabilmek için yaşamanın da farkına varmak gerekiyor. Gezdiğim gördüğüm şehirler arasında yine tarihi bir önem taşıyan Olimpos; Yunan mitolojisinde de belirttiği gibi "yeryüzünün cenneti."12 tanrının evi. Ülkemizin güneyinde, Antalya'nın batısında Kumluca ilçesinde yer alan Olimpos. Burayı keşfetmek harika bir seruvendi.Mö.160 yıllarında kurulan Likya medeniyetine ait önemli ticaret limanlarına sahip olup birçok sosyal yaşamla ilgili kalıntıların yer aldığı nezih bir coğrafya. Döneme ait kliseler, silinmiş freskolar da antik çağa ait yaşantıdan birçok izler bırakmıştır.Arkeolejik çalışmalar sebebiyle doğal sit koruma altindadir.Denize açılan bir vadi içinde bulunan Olimpos; köprü kalıntıları, tanrıların mezarları,su kanallari yine antik kentin içerisinde bulunmaktadır.Şehrin temelleri eski Helenistik dönemde, MÖ. 300 civarında inşa edilmiştir. Büyük İskender'in fetihlerine ilk başladığı yıllarda kış aylarını, Olympos'a komşu bir liman şehri olan Phaselis'te geçirdiği bilinmektedir.Sanki o dönemin ruhunu yaşatıyor adeta. Birçok medeniyetin gelip yaşadığı ve yerleşim yeri kullandığı bu coğrafyada kısa dönemde yörüklerinde yaşadığına dair bilgiler de mevcuttur. Coğrafyanın tarihini anlatmaktan ziyade mevcut mekanda; dokunarak, gözlemleyerek ve hissederek hemhal olmak daha yaşanılır kalıyor. Yine aynı coğrafyanın farklı bir yerinde denize yakın manzaralı konumda, yer alan Yanartaş. Yunan mitolojisine konu olan bu taşin hikayesi metan gazından fazlası. Bu hikayeyi açıp okumanızı tavsiye ederim. Ben şanslıydım ki sadece levhalarda yazan tarihi bilgiler ya da Google kaynaklarından ziyade bütün bu bilgileri içerisinde barındıran o dönemi yaşıyormuş gibi anlatan harika bir rehbere sahiptim. İçinde sonsuz bir öğrenme rezervi olan, karış karış tüm coğrafyayı, eşyayi ve en önemlisi denizi ve balıklari hiç bıkmadan usanmadan incelikle anlatan harika bir rehber. Piri reis oldu, bir seyyaha dönüşüp Kitabi bilgilere ihtiyacım yok der gibi, kağıtları dağıtan bir Gazali oldu. Tarihsiz bir coğrafya,coğrafyasız bir tarih düşünülemezdi. Tüm bunları harmanlayıp sahife sahife sundu. Ona olan minnetimi yazı deryası ile anlatamam. İçimden minnetlerimi dile getiriyorum sadece. Ülkemizde görülmeye değer birçok antik şehir var. Çağlar öncesi yaşami, medeniyeti bize anlatan. Ve hala arkeolojik çalışmalari devam eden keşfetmeyi bekleyen birçok şehir... Medeniyetlerin kurucu harçlarına baktığımızda, onlardan birçok şey görebiliriz. İnsanın varoluş zeminlerinden bahsedilir o döneme ait. İnsan, rahimler arası yolculuk yapan bir canlı olarak görülse de, bu yolculuğun birbirleriyle irtibatının hiç kesilmeyen üç saha arasında olduğunu da ifade edebiliriz. Aslında insanın var olduğu dahası, varoluşunun gerçekleştirilmek üzere bulunduğu her bir alemde karşısında arzu istek ve tercihiyle yöneldiği imkanlar belirlenir. Varoluşumuzun izleri her medeniyetten bir parça taşır ve bu günümüze ulaştırır antik çağda olduğu gibi. Hülasa:Şehirler insana âyan olur. Yeni yolculuklara..
·
153 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.