Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

78 syf.
·
Puan vermedi
·
18 saatte okudu
Hayat sonsuz bir arazi gibi düşünün. Bir gidiş bir geliş var, yol üzerinde ise bataklıklar. Biz bu çağa gelene kadar çok bataklıktan geçtik; bunlar savaşlar, acılar, hastalıklar, kendi kendimize yaptığımız eziyetlerdi. Şimdi bu noktadayız ve önümüzde öncekilere göre daha büyük görünen bir bataklık var, gözümüz kestirmiyor. Ama sonrasında upuzun yeşil ve temiz bir arazide yol alacağımız ihtimâli yüksek. Ali Şeriati gibi şark entelektüelleri, bu noktaya gelmemizde kullanılan araçlardan faydalansalar da, geçmiş yolların kirine özlemle, artık yakınlara kamp kurup burada bir hayata başlamamızı öneriyorlar. Diğerleri ise bataklığı son bir zorlukla aşmamız, elbette kirlendiğimiz kadar kirlenmemiz ama sonunda çok daha huzurlu bir yola girmemiz konusunda hemfikirler. Bu son bataklık kapitalizmin, daha serbest bir hayatın, ihtisaslaşmanın getirdiği yozlaşmış davranış ve düşünceler. Şeriati gibi insanlar bu kirleri, sanki bugüne kadar hiç bataklıktan geçmemişiz ve kirlenmemişiz gibi şokla karşılıyorlar. Muhafazakâr görüş, üstündeki kirlere bakmadan bugünü ve geleceği reddediyor. Hâlbuki ortada korkacak bir şey yok, elbette özgür ekonomide rantçılar ve serbest bırakılan ilişkilerde aldatmalar ortaya çıkar. Her yeni teknoloji bir grup insanı işinden eder ve bireysel özgürlükler bizi toplum değerlerinden uzaklaştırır. Ancak ben bu kirlerin arkasında sakinleşen, değişen, gelişen, buna uyum sağlayan ve daha samimi, daha müreffeh, daha mutlu, kendinin daha farkında, insanca bir yaşam görüyorum. Tarihe baktığımızda da böyle oldu, teknoloji ve zenginlikle, bilimle suç oranları da düştü, bilinç de gelişti. Yozlaşmanın ihtimâlleri bizi çamura çekemedi, biz çıkıp onu kuruttuk. Şeriati bir varoluşçu, metafizikçi, inançlı bir insan. Bilim, aydın veya dinci kavramları onda birer ürperti yaratıyor, zira aklına gelenler okumuş cahiller. O sosyal bilinç ve insanî bilinç dediği metafizik ahlâkı öne çıkarıyor; FAKAT bilincin tek olduğunu, kendini tanımak, öğrenmek ve öğretmek olduğunu unutuyor. Meşalenin ışığından bahsedip, kendince ateş yakarken, tutarsızca ışığı aşağılıyor. Fikrimce Şeriati’nin kaçırdığı nokta: Kendimizi kandırarak da olsa huzurlu yaşamanın samimi olmadığı; hiçliğin içinde olduğumuzu bilmek bizi üzse de hakikate uygun bir hayat yaşamanın önemi. Hakikat orada, test edilebilir ve anlaşılabilir. Zira hiççilik denilen mefhumun bünyesinde barındırdığı samimiyet ve çözülebilirlik, asıl güzelliği içerir.
Bilinç ve Eşekleştirme
Bilinç ve EşekleştirmeAli Şeriati · Fecr · 20131,078 okunma
·
21 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.