"O günün Ankara'sı kurak, çorak adeta irice bir köy!..
Çankaya'dan Meclis'e gelen yol üzerinde sadece bir iğde ağacı varmış. Atatürk o iğdenin önünden geçerken hep dikkatle bakar, hatta arada bir selâm bile verirmiş. Nedenini sorduklarında da " Eeee yediğim meyvenin, sığındığım gölgenin, soluduğum havanın bir neferi bu ağaç... Diğer neferler kadar onun da selama hakkı var !" dermiş.