Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Beyaz Ingilizler" askerî güçleri ile birlikte Mısır'ı terk etmek zorunda bırakıldıkları gün, yerlerini boş bırakmadılar. Yerlerini her hususta onlara vekâlet edecek "Esmer Yerli İn gilizler'e bıraktılar. Bu "Yerli Esmer İngilizler" ihlâs ve sa. mimiyetle "Beyaz İngilizler'in şarkısını söylüyor, çalgısını ça. lıyor, gösterdikleri hedefleri gerçekleştiriyor ve bu konuda on. ların yokluğunu asla hissettirmiyorlar. / "Beyaz İngilizler'in bu ülkede yapmak istedikleri ilk va. zife, halkın iman cephesini yıkmak ve manevîyatını öldürmek. ti. Bu işe ilk olarak; şüphe, gevşeme ve ümitsizlik tohumları. ni taze/genç dimağlara ekmek suretiyle başladılar. "Biz adam olamayız", "Bizim onlara yetişmemize ve onların yaptıklarını yapmamıza imkân yoktur.." gibi sloganlarla bu milletin moralini bozdular, manevîyatını kırdılar ve ümitsizlik bataklığına düşmesine sebep oldular. Bütün dünyada emperyalist güçlerin istedikleri ve yaptıkları da budur! / "Beyaz İngilizler'in bundan sonra bu ülkede yapmak istedikleri şey, cihâd ve askerlik ruhunu öldürmekti. Çünkü "Beyaz İngilizler'in tarih boyunca korktuğu tek şey, bu ülkenin inancından kaynaklanan cihâd ve askerlik ruhudur. "Beyaz İngilizler" bu ruhun asla uyanmasını istemezler. Kendileri için en büyük tehlikenin, bu ülkenin evlâtlarında cihâd ve askerlik ruhunun uyanması olduğunu çok iyi bilirler. Bu sebepten dolayı gerek kendileri ve gerekse yerli vekilleri tarafından yapılan konuşmalar, yazılan makaleler, yayınlanan kitaplar, bestelenen şarkılar, harcanan çabalar ve bu uğurda tüketilen sayısız miktardaki paralar, hep bu kahramanlık ve cihâd ruhunu Mısır'da öldürmeye yönelikti. Ingilizlerin bu plân ve çabaları, Mısır'da uzun bir süreyle emperyalist emellerini gerçekleştirebilmek içindi. Kendisi çekip gitmek zorunda kalsa bile bu emperyalist emelleri kendisinden sonra aynen uygulanacaktı. Bu plân ve çabanın gereği olan her türlü temel esasları uyguladılar ve böylece Mısır'da cihâd ve askerlik ruhunu öldürmeye kalkıştılar. Bunun sonunda Mısır'da hiç bir aydın, yazar, cihâd ve askerlik ruhundan söz etmez ve yazı yazmaz oldu. İngilizlerin ve bütün emperyalist güçlerin korkulu rüyası olan cihâd ve askerlik ruhu, böylece müslümanlar arasında gün geçtikçe unutulmaya başlandı. Bütün bu plân ve çabalara bağlı olarak İngilizler, Mısır'da güçlü bir askerî varlığın bulunmasını, emperyalist emelleri için tehlikeli olduğunu anladıkları için güçsüz ve silâhsız bir askerî sistemin uygulanmasını istediler. Böyle bir askerî sistemin uygulanmasını emperyalist emelleri için daha uygun buldular. Mısır ordusunun askerî sistemini istedikleri gibi düzenlediler ve kendi hayatlarına, anlayış ve kültürlerine hayran komutanlar yetiştirip-atadılar. Mısır ordusunu birbirlerinden ayrı olarak iki sınıfa ayırdılar: Asker ve muvazzaf subaylar! Bu muvazzaf subayları saflarına çekmek için ne lâzımsa yaptılar. Onları askerlerden ayırdıkları gibi diğer devlet görevlilerinden de ayırdılar. Onlara her türlü maddî konforu sağladılar ve onlara gizli va'dlerde bulundular. Vatan borcunu yerine getirmek için silâh altına alınan Mısırlı asker, beş sene gibi uzun bir müddet içinde her türlü perişan ve yokluğa maruz kalmış, arkasında karnı aç, boynu bükük ve gözleri yaşlı çocuklar bırakmıştır. Gerek Mısır halkı ve gerekse inançlı komutanlar, bu müddetin kısaltılmasını istediklerinde buna ilk önce İngiliz subayları ve onların yerli işbirlikçileri karşı çıktılar ve onların disiplini bozacaklarını ileri sürdüler. Çünkü İngilizler askerlik için böyle uzun bir müddet (beş yıl) koymakla halkın ruhen askerliğe karşı nefretinin artaca. ğını düşündüler/Bu uzun müddet, gerçekten açlık ve sefalet. le dolu, çileli yıllar olmuş ve yavaş yavaş askerlik ve cihâd ruhunun halktan silinip unutulmasına sebep olmuştur/Kana. atimce İngilizlerin sistem olarak seçtikleri ve plânladıkları M₁. sır'ın bugünkü askerî sistemi, baştan başa yanlış ve zararlı. dır. Çünkü bu sistem, göz yaşlarına, ailelerin perişan olması. na ve dolayısıyla askerlik ruhunun sönmesine sebep olmaktadır. Bu sistemin değiştirilmesi ve ruhî yapımıza en uygun olanının tatbik edilmesi, millî ve dinî bir vazifedir/Bir an önce bunun düzeltilmeye gidilmesi ve müslüman halkımızın gözyaşlarının dindirilmesi şarttır
·
30 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.