Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

"Eğitim kampında sürekli surette nasıl hizmet edeceğimizi, düşmanı öldürmek için silahlarımızı nasıl kullanacağımızı söyleyip dururlardı ve bizler 'Führer, Millet ve Vatan için' savaşmaktan ve gerekirse bu uğurda canlarımızı hiçe saymaktan gurur duyardık. Ne var ki kimse bize, öldürülmeden önce nelere katlanmak zorunda kalacağımızı söylememişti ya da ölümün her zaman aniden gelmeyeceğini de söylememişlerdi. Ölmenin de pek çok çeşidi vardı. Burada bulunduğumuz birkaç günde yaralıların korkunç çığlıklarına sabretmek zorunda kalmıştık. Buz tutmuş zeminde uzanmış halde ölmek korkunç bir şey olmalıydı. Zihnimizi dehşetli düşünceler kaplıyordu. Orada yatan bizler de olabilirdik ve yardıma kimse gelmeyebilirdi. Kimse bize bunun olacağını söylememişti ya da görevimizi yapma içgüdüsünden daha güçlü olan ve içimizi yavaş yavaş kemiren bu endişe haliyle nasıl başa çıkacağımızı da anlatmamışlardı. Tek söylenen, bu durumla askerin kendi başına mücadele etmek zorunda kalacağıydı. Ancak askerler, diğer askerlerin anlamaması için içinde taşıdığı endişeyi gizlemek zorundaydı. Eğer gizleyemezse yaşadığı durum diğerleri tarafından korkaklık olarak yorumlanabilirdi. Tıpkı saldırı altındayken bile düşmana ateş edemeyen Grommel'in düştüğü durum gibi."
·
34 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.