Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Paris'teyken Eli, ziyaretine gelen Dan ile beraber Zelin­ger'in (Yaakov Nahmenides) eşliğinde görüştü. Dan, Eli'nin sı­kıntılı olduğunu hissetti. Eli'nin raporlarından onun Suedani'nin Şam'daki varlığından rahatsız olduğunu biliyordu. Özellikle Su­riye'nin Ürdün Nehri üzerindeki mücadelesinin yoğunlaştığı günlerde Eli, Şam görevinde bir değişiklik istememesine rağmen Dan, Eli'yi İsrail'e dönmesini teklif etti. Ancak Eli beklenildi­ği üzere teklifi reddetti. Dan'ı rahatlatmak için "endişelenmene gerek yok, iyi olacağım" dedi. Rafımax şirketini hikayesini des­teklemek için Dan, Eli'ye Suriye ile ticari bağlantıları konuşmak üzere ertesi gün Champ-Elysees'de popüler bir restoran olan La Fouquet'te Max isminde bir iş adamıyla buluşacağını söyledi. Eli, belirlenen saatte La Fouquet'te rezerve ettiği masaya oturdu ve gazete okumaya başladı. Birkaç dakika sonra uzun boylu, iyi gi­yimli bir adam masaya yaklaştı. Eli gazeteyi masaya koydu ve kişi kendini Max olarak tanıttı. Max, Kamil'in Şam'da satın alıp Rafımax şirketine gön­derdiği sonra oradan satılan tavlaların alıcısıydı. Max aslında Mossad görevlisiydi. "Ürün ihraç ve ithal eden tüccar" mizanse­nini güçlendirmek için Kamil'e Max ile konuşması söylenmişti. Ancak ilk teklif Max'ten gelmişti. Max, Kamil'e Şam' a kadınlar ve çocuklar için kışlık mont göndermeyi teklif etti. Kamil teklif konusunda hevesli değildi. Max'a Suriye'de alım gücünün kısıtlı olduğunu söyleyerek açıklama yaptı. Ayrıca Suriye'nin tekstil en­düstrisi iyiydi ve böylesi bir ülkeye kışlık mont göndermek man­tıklı değildi. Max, "Şam'da montları satman çok önemli, şüpheleri ortadan kaldırmak için iş hızınızı artırmalısınız. Suriye'deki iyi endüstriye rağmen bunların her zaman moda kışlık kıyafetler ol­duğunu söylersin. Yanına birkaç yüz adet alıp özel fiyatlarla sattı­ğını söyleyebilirsin" dedi. Gerekli evrakların düzenlenmesi için Eli'ye Brüksel'de Ra­fımax şirketine gitmesini söyledi. Eğer satışlar iyi giderse ilave te­darikin gönderilebileceğini ifade etti. Kamil ertesi gün Brüksel'e gitti. Belçika'nın başkentindeki otel odasından Şam'daki George 22�) Seyf' i arayarak yarın kendisini havalimanından almasını istedi. 8 Mart 1964 günü Kamil Paris'te kısa bir bekleme süresinden son­ra Şam'a uçtu. Şam Havalimanında onu bir sürpriz bekliyordu. Seyf'in yanında Kemal El Hişan, Meryem El-Maz ve Meryem'in görümcesi Rosette vardı. Kemal çantasından iki tane Christian Dior markalı şal çıkararak Meryem ve Rosette'nin boyunlarına taktı. Kamil, Paris'ten ayrılırken hava kasvetliydi ama Şam'ın ak­şamı baharın tüm canlılığını sergiliyordu ve havalimanındaki ağaçlar çiçek açmıştı. Kamil, son iki yıldır yaşadığı şehrin koku­sunu içine çekti. Evet şüphesiz Kamil, Şam'ı çok sevmişti. O gece, geç bir akşam yemeğinde Seyf, Suriye'de yaşanan gelişmeler hakkında bilgi verdi ve Baas'ın Irak'ta iktidardan dü­şürülmesinden bahsetti. Eflak ve Bitar'ın statüleri zayıflamıştı ve genç solcu grupların desteğiyle Salah Cedid yeni Genelkurmay Başkanı olmuştu. Ancak iç çekişme yaşanırken, bankaların ka­mulaştırılması piyasaya sunulan kredilerin azalmasına, dolayı­sıyla ekonomiyi felce uğratmıştı. Humus ve Hama'da isyan patlak vermişti, Banias'ta Sünni Müslümanlar ile Baasçılar arasında kavga yaşanmış, kan akmıştı. Ordu tüm olaylara müdahale etmiş ve isyanın yayılmasını engellemişti. Seyf yemeğe metresini de getirmişti. Kadının bir ricası vardı: Babasının arkadaşı George Sabit'in Şam, Humus ve Kahire'de arazileri vardı. Bunlar Birleşik Arap Cumhuriyeti döneminde kamulaştırılmıştı. Kamulaştırma sırasında Suriye ve Mısır'daki gayrimenkulleri için tercih yapma­sı istenmiş, o Mısır'dakilerin elinde kalmasını istemişti. Ancak Birleşik Arap Cumhuriyeti'nin dağılmasından sonra Nasır, onun Mısır'daki arazini de kamulaştırınca George Sabit malsız mülksüz kalmıştı. Şimdi en azından Şam ve Humus'taki topraklarına geri dönmek istiyordu. Kamil, Tarım Reformu Bakanı Abdulkerim El Cundi'yi ve Bakanlıkta genel müdür Issam El Mehdi'yi tanıyordu. Kadın bu işin çözümü için yetkililerle görüşmesini Eli'den rica etti. George Seyf, metresinin babasının (Ebu Mahmud) her gün yanına gelerek yardım istediğini söyleyerek metresinin ifadesini güçlendirdi. Kamil'e bu konuda yardımcı olabilirse kadınla yakın / (225 ilişkisini güçlendireceğini söyledi. Ertesi gün Kamil, El Mehdi'yle �-. görüşerek Cundi ile George Sabit arasında bir görüşme ayarlan-masını rica etti. Ancak talep yanıtlanmadı. Birkaç gün sonra şe-hirde bir kahvehanede George Seyf ile tavla oynarken Ebu Mah-mud onlara yaklaştı ve bu işi halletmesi için Kamil'e 1 O bin Suriye lirası vermeyi teklif etti. Kamil onu azarladı: "Her şeyi rüşvetle düzenlenebilecek günler geçti. Biz Baasçılar, devrimin insanları-yız ve bizi satın alamazsınız:' Öte yandan Tarım Reformu Bakanlığı Genel Müdürü, Ka­mil'den George Sabit ile bakan arasında bir toplantı düzenlemek için "tazminat" istedi. İssam El Mehdi, Kamil'den nişanlısına he­diye almak için 300 Suriye lirası istedi. Ancak Kamil şiddetle red­detti ve şöyle yanıt verdi: "Allah' a yemin olsun ki, bir kuruş dahi borç vermeyeceğim. Kime borç verdiysem, borcunu ödemedi:' Şam'a döndükten sonra Kamil bürokrat ve birçok arkada­şıyla ilişkisine kaldığı yerden sürdürdü. İlk görüştüğü kişilerden biri Albay Salim Hatum'du. Kamil, Paris Havalimanından satın aldığı iki kutu Küba purosunu Hatum'a verdi ve bir tanesini Cumhurbaşkanı Emin El Hafız'a ulaştırmasını rica etti. Hatum, hediyesini bizzat Cumhurbaşkanına kendisinin vereceğini söyle­yerek ricasını kabul etti. Suriye Özel Kuvvetler Komutanı, Kamil'e ufak bir serzenişte bulundu: "Suriye'yi artık terk etmeyeceğinden emin olmalıyız. Bizi öldürdün. Yokluğunda vakit geçireceğimiz bir köşe bulamadık:' Hatum, Kamil'den "acil bir rica"da bulundu. Beyrut'tan meşhur bir şarkıcı geliyordu ve onunla vakit geçirmek için Kamil'in evine ihtiyacı vardı. Kamil elbette bu talebi derhal yerine getirdi. Daha sonra öğle yemeği için Hatum onu Subaylar Lokaline götürdü. Yemek sırasında Hatum'un ağzından yeni ve heyecanlı verici şeyler çıkıyordu: Suriye Genelkurmayı, Ürdün Nehri kaynaklarının yatağının saptırılması için planı tamamla­mıştı. Bu planlar arasında Tiberya'nın bombalanması da vardı. Eflak ve Bitar'ın "korkaklığı" olmasaydı, bu bombalama çoktan gerçekleşmişti. Kamil bu bilgileri derhal İsrail'e iletti. Ancak durumu yerinde hissetmek için İsrail-Suriye sınırında ve El Hanıma bölgesinde turneye çıkmak istedi. Kamil bu geziye Emniyet'ten Racula ve arkadaşı Vahid Kutub ile çıktı. Racula, Kamil'in otu­rum iznini uzatan ve bunu Kamil'in Avrupa'dan getirdiği küçük hediyelerle gerçekleştiren emniyetçiydi. Racula, kapalı alanlar için giriş izinleri almıştı, ancak Kamil gezide savaş hazırlığına dair bir emare bulamadı. Kuneytra yakınlarında zırhlı birlikle­rin manevralarını seyretti. Kısa bir El Hamına gezisinden sonra akşam Şam'a döndüler. Bu onun bölgeye son gezisi olmayacaktı. Şam' a döndüğü Mart 1964'ten İsrail son kez gideceği Ekim 1964'e kadar Golan Tepelerine üç defa daha gidecekti.
·
89 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.