Sokullu Mehmet Paşa, 1505 yılında Bosna'nın Vişegrad kazasının Sokoloviç köyünde dünyaya gelmiştir. Bir devşirme olarak Osmanlı'ya getirilen Sokullu Mehmet Paşa memleketini unutmamış ve Drina ırmağı üzerine bir köprü inşa ettirmiştir. Nobel Edebiyat Ödüllü İvo Andriç'in en ünlü romanı olan Drina Köprüsü'nde kahraman Drina köprüsünün ta kendisidir. Köprünün inşaası ile başlayan hikaye ya da hikayeler bütünü 1914 yılında sona erer. Köprünün yaklaşık 400 yılını anlatır bize İvo Andriç. Savaşlar, doğal afetler, aşklar, salgınlar ve daha nicesinden bahseder. Bu kadar uzun bir zaman dilimini anlatması demek doğal olarak çok fazla hikayeyi içinde barındırması anlamına geliyor. Farklı kültürlerden, dinlerden insanların hikayelerine tanık oluyoruz Drina Köprüsü'nde. Bazen hikaye içinde hikaye okuyoruz. Bu hikayelerin bazıları dönemin yaşantısına ışık tutarken bazen de şehir efsaneleri olarak karşımıza çıkıyor. Fakat sizi sıkmadan, çok da uzatman bitiyor hikayeler. Mesele kişilerin bireysel hayatları ya da sorunları olmayınca bazen sonlarının dahi nasıl olduğunu öğrenemeden sonraki bölüme geçmiş bir şekilde buluyor okur kendini. Çünkü Andriç esasında, Balkanlar'ın hem sosyokültürel hem de siyasi yaşantısının 400 yılına ışık tutmuş bu eserinde. Bu arada yanlış anlaşılmasın kitap ayrı ayrı hikayelerden oluşmuyor , her ne kadar birbirinden ayrı gibi gelse de 350 sayfalık bu eserde anlatılan hikayeler bütünün bir parçası. Zaman zaman hayatının bir bölümüne tanık olduğumuz bir karaktere sonraki sayfalarda yine denk gelebiliyoruz. Ben yazarın betimlemelerini çok sevdim. Bana öyle geldi belki ama benim için masalsı bir anlatımı vardı diyebilirim. Tabii bir yandan da çok acı verici bir kitaptı. Tarihi kitapları pek okumam ama kurguda tarih okumak hep güzel gelmiştir bana. İvo Andriç'in anlatımı ile Vişegrad özelinde Balkanlar'ın o acı tarihine tanıklık etmek güzeldi.

Drina Köprüsüİvo Andriç · İletişim Yayınevi · 20185,6bin okunma

·

22 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.