İlacı zehirden ayıran şey dozdur demiş Paracelsus. Buna kitap okumak da dahil. Okumayı sevmek ile çok kitap okumak arasında hiç bir bağlantı yoktur. Okuduğunuz hatta okuduğunuzu sandığınız yüzlerce kitaptan gerçekten alıntılamaya değer cümleler mi alıntılıyorsunuz? Ya da öğüt niteliği taşıyan veya çok çarpıcı bir şekilde duvar gibi önünüze çıkıp kafanızı çarpmanıza neden o olan hangi cümleden ders çıkarıp da hayatınıza uyguluyorsunuz? Çok kitap okumanın hayatınıza kantitatif olarak sadece sayısal veri sunması haricinde gerçekten kaçımız bunu kalitatif olarak işliyoruz? Doldurduk kitaplıklarımızı, fotoğraflarını çekip “ne çok”u kanıtladık. Alkış aldık. Beğenildik. Buraya müthiş cümleler yazıp, binlerce (!) takipçiden yüzlerce beğeni aldıktan sonra o gün beğeni sayısı ile gurur duyduğumuz o cümle ile kalbini kırdığımız kişinin karşısına geçip, hatta geçemeyip :))) son sürat kırıldığı yerden incitmeye devam ettik?! Konuşurken, yazarken özellikle dünyanın en iyi insanı olduğumuz kandırmacasından vazgeçsek mi acaba? Düşürün dozları, arının biraz. Sonra gerçekten okuyun..