Gönderi

232 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 4 days
Göçmüş Kediler Bahçesi, nicedir merakımı celbeden, ancak her defasında gözümü korkutan yorumlardan sebeple okumaya kalkışmaktan vazgeçtiğim Bilge Karasu'nun okuduğum ilk kitabı oldu. Bu kitaptan ne anladığım sorulsaydı eğer, net bir cevap veremezdim sanırım. Ama beğenip beğenmediğim sorulacak olursa cevabım net bir şekilde "çok beğendim" olacaktır. Nasıl ki Ahmet Haşim şiiri "söz ile musiki arasında, sözden çok musikiye yakın" diye niteliyorsa Sait Faik ve Bilge Karasu gibi yazarların öykülerini okudukça şunu fark ettim ki bu yazarların öyküleri de "öykü ile şiir arasında ancak öyküden çok şiire yakın" bir tür olarak anlam kazanıyor bende. Ve bu nispette yine "şiir anlaşılmak için değil hissedilmek içindir" fikri bence bu öyküler için de tutarlılık kazanıyor. Hiçbir şey anlaşılamasa dahi derinlerde çok derinlerde sezilen, hissedilen bir takım duygulara temas ettiğini anlıyorsunuz. Bu da bu öyküleri nice anlaşılır metinlerden daha etkili, daha akılda kalıcı hale getiriyor. Öykülerde anlamın kapalılığına tezat teşkil eder bir biçimde dilin su gibi akıyor olması eserin yine şiirselliğinin bir göstergesi olsa gerek. Bunun yanı sıra Bilge Karasu dili kullanmadaki başarısını atmosfer oluştururken de sürdürüyor ve ortaya karanlık, mistik ve puslu bir atmosfer çıkıyor. Göçmüş Kediler Bahçesi; özgün üslubuyla ve güzel Türkçesiyle benim çok sevdiğim ancak herkesin beğenmeyebileceği, eserle ve yazarıyla ilgili ön bilgi, ön hazırlık gerektiren bir kitap. Okumaya niyeti olanlar bu durumu göz önünde bulundurarak hareket etmeli.
Göçmüş Kediler Bahçesi
Göçmüş Kediler BahçesiBilge Karasu · Metis Yayınları · 20171,196 okunma
·
80 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.