Gönderi

Mahallemizde bir de oturup bira içilen, içerken sohbet edilen bira evi vardır. Burası yüzyıllardan beri anadan kızına geçerek süregelmiştir. Biz de bira evlerini kadınlar yönetir. Kadın erkek, herkese açıktır orası. Yalnız yüksek düzeydeki rahibeler giremez. Onlar ne bira evi açabilir, ne de orada bira içebilir. Şehrin içinden başka, iskelelere yakın yerlerde de bira evleri bulunur. İskelede olanlara gemiciler gelir. Biralarını içerken yorgunluklarını, susuzluklarını giderir, başka kentlerden gelen arkadaşları ile konuşur, oralardan bilgiler alırlar. Bazen bunların arasına haydutlar, uygunsuzlar da karışabilir. Sahibi kadının bunları hemen şehrin üst yöneticilerine veya saraya bildirmesi gereklidir. Eğer kadın onları bildiği halde yakalatmazsa ölüm cezasına çarptırılır. Bizde, bira, susuzluğumuzu giderecek başlıca içkidir. Bu nedenle ülkemizde biracılık önemli bir ticaret kaynağıdır. Bira yapılan büyük işyerlerimizde hazırlanan biralar çömlek kaplara, testilere, küplere doldurulur. Ağızları kilden kapaklarla sımsıkı kapanır. Kapakların üzerine o günün tarihi yazılarak mühürlenir. Bira içmek isteyenler içecek kimsenin sayısına göre bir çömlek veya testi açar. Biralar genellikle kamıştan, sazdan veya bakırdan yapılmış borularla veya çeşitli kupalarla içilir. Bira, gümüşle satın alınmaz, herkes değeri kadar arpa vermek zorundadır. Şarap da içeriz, ama bira kadar değil. İçkiler Tarıça Ninkasi'nin sorumluluğundadır.
Sayfa 83
·
12 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.