Yemyeşil güzel bir bahçede çıkan
Çirkin kalmış papatyayım
Sözlerim sivri, kulağım delik!
Seviyor dersen sevmiyor derim
Gördüğümü söylediğimden belki
Bana yakıştırılan bu çirkinlik!
Sonunda katil olmaya mahkum
Hep gelen hazanım ben
Ölüme gerek var derler, gelirim!
Yaprak döker, yağmurla çınar gider
Yıllar ellerimde silinisin diyedir belki
Bana verilen bu çaresiz keder!
Gece karanlığında düğüne
Kucak açan yaş incirim ben
Yapraklarım geniş, köklerim derin!
Altta korur üstte yemek veririm
İnsanlara değil diyedir belki
Canımı acıtan derin kesiklerim!
Kaldırımda yuvarlanan az ezilmiş
Yerinde duran taşım ben
Üstüme yapışan az çamur!
Hırs ile düşler, geceye günü beklerim
Çok yerimde durdum diyedir belki
Üzerime gelen dev gibi teker!
Güneşli bir havada davetsiz
Bastıra gelen yağmurum ben
Sert eser, deli gibi gürlerim!
Sadece kendime aldım günü
Çok bencillik ettim diyedir belki
Beni görüp kaçan sevişenler!
Semayı göklerde unutup
Yerde sonuç arayan kuşum ben
Kanatları işe yaramaz bir semavi!
Yerde benim işim ne, neden beklerim
En iyi bildiğimi terk ettim diye belki
Bu içine hapis olduğum acı kaderim
Gece karanlığında küçük tilkileri
Üşüten, don kesmiş ayazım ben
Küçük ve zayıf bir karıncanın katili!
Hep çok acımasız severim
Nedenini bilmediğim içindir belki
Beni tek bırakan yalnız gecelerim!
Ben gece ile gündüz arası geçen
Bir kelebeğin hür ömrü
Kibirli güneşe darılıp küsen ayın
Gece olunca çocuksu sevinciydim
Bütün güzel şeylerin dışnada kalan
Güzel denilmez bir biçimde
Ben bir gece var olanın sabahına
Konuk olan çirkinim...