Sonradan Müslüman olan John Davenport kendisinin Müslüman oluşunu bakın nasıl anlatıyor:
Ben bir tarihçiydim. Her şeyi incelediğim gibi İslam'ı ve Hz. Muhammed Aleyhisselâmı da inceledim. Bu çalışmamı ilmi olarak yaptım ve çocukluğundan başladım. Gerçekten tertemiz bir çocukluğu var. Gençlik döneminde herkesin örnek gösterdiği ve 'el-Emîn' dediği güvenilir bir insan. Vahiy dönemine ve diğer olaylara baktım ve bunlar üstün bir insanın özellikleri dedim. Ancak bu son peygamberdir, diyemedim. Ne zaman ki Mekke'nin fethini incelemeye başladım, o zaman işin rengi değişti.
Mekke'nin fethi hakkında yazılmış en güzel kitaplardan birinin adı İzzus Sacide, yani Secdedeki İzzettir. Mekke'nin fethiyle Müslümanlar tarafından en büyük zafer kazanılmışken ve kendisine en büyük zulümleri yapan insanların hepsi teslim olmuş tir tir titrerken, Efendimiz intikamla hareket etmedi. Hatta Uhud Savaşı'nda kendi öz amcası Hz. Hamza'nın ciğerini çiğneyen insanı bile affetti.
John Davenport diyor ki İşte böylesi muazzam bir olayı gördüğüm zaman titremeye başladım. Peki, Bütün bunlardan sonra ne yapacak?diye baktığım zaman bir de gördüm ki yine Medine'ye döndü ve yine arpa ekmeği yiyerek, hasırın üzerinde yaşamaya başladı.Bunların hepsini normal insanlar yapar, ama bu zaferi kazandıktan sonra sade hayatına tekrar dönmek ancak büyük bir peygamberin ahlâkı olabilir. dedim ve koşarak secdeye kapandım. Müslüman oldum.