Sayısız kanadı olan bir kelebek gibi duyumsuyordum varlığımı. İçimdeki ateşi görmek yetmezdi; bütün kanatlarımı bu ateşte yakabilmeyi hamlığımı, tutkulu, tükenmeyen bir sevgi ile olgunlaştırmayı diliyordum.
Ama mümkünü nedir, nasıldır?
İçimdeki sesler, kapılar, perdeler bu kadar çokken...
Hangi sesi susturmalı, hangisini dışarı taşımalı?
Hangi kapıyı neye açmalı, neye kapamalı?
Adımlarımı koyacak yol hangisi, acaba hangi perde nasıl iner; adını nasıl koymalı ve onu benimsemeli... Nasıl?