Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

67 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Tezer Özlü, yaşarken yayımladığı üç ''farklı'' kitabıyla edebiyatımızın çok erken yaşta yitirdiği en özgün kalemlerinden biri oldu. Avusturya Kız Lisesi'nde okudu. ilk kitabı olan Eski Bahçe'yi (1978), 1963'ten sonra dergilerde yayımlanan öykülerinden oluşturdu. Özlü yaşamın anlamını arayan ve bu arayışı hayranlık duyduğu üç yazarın (Svevo, Kafka ve Pavese) izlerini ve izleklerini de sürerek sürdüren ikinci roman/anlatısını ise 1983'te Auf den Spuren eines Selbstmords (Bir İntihar İzinde) adıyla yazmış ; bu kitap daha sonra dilimizde yazarı tarafından Yaşamın Ucuna Yolculuk adıyla bir anlamda yeniden yaratılmıştır. Özlü'nün meme kanseri sebebiyle son bulan yaşamından sonra ilk öykü kitabı, daha sonra yazdığı öykülerle bir arada Eski Bahçe - Eski Sevgi (1987) adıyla basıldı, kimi günce ve anlatı parçaları Kalanlar (1990) adıyla küçük bir kitapçıkta toplandı, Zaman Dışı Yaşam (1998) adlı senaryosu da yayımlandı. Leyla Erbil'e Mektuplar'dan (1995) sonra Ferit Edgü'ye yazdığı mektuplar da Her Şeyin Sonundayım (2010) başlığıyla yayımlandı. Çocukluğun Soğuk Geceleri 2011 yılında İtalyancaya çevrildi. İnsanın dünyaya düşmesiyle başladığı o soğuk ilk andan, mezarın karanlık soğuğuna eriştiği o son ana kadar sürdürdüğü bir mücadele vardır. Kadın ya da erkek, çocuk ya da erişkin her bir birey içine doğduğu önce evin sonra toplumun sonra da dünyanın koşulları ve dayatmalarıyla bir savaşım içindedir ve bu savaşım kimi coğrafyalarda dezavantajlı gruplar yaratır. İşte Özlü'nün bu kitapta anlattığı biraz da otobiyografik ögeler barındıran bu savaşımdır. Kadının dayatmalara maruz bırakıldığı, kadınlığını yaşamasına olanak tanınmadığı, cinsel açlıkların, zorbalıkların, ataerkil egoların hayat tarzlarına saldırılarda bulunduğu bir ortamda Tezer'in çocukluktan başlattığı bu karakter savaşımını okuruz. Çocukluktan başlayan bu kısır döngünün ortasında sürekli dönülen, döndükçe hasarlara maruz bırakan, insana yaşamı doyasıya kucaklamayı bile çok gören bu kahrolası ortamda var oluş mücadelesini okuruz. Yani bu kitapta yazarın kişinin çocukluğundan başlayarak içine düştüğü yaşamın, kimi zaman fiziksel - kaba, kimi zaman inceltilmiş-dolaylı baskılarıyla karşı karşıya kalışına ve yaşadığı ya da yaşamasına izin verilmek istenmeyen farklılığını ve uyumsuzluğunu son derece sarsıcı ve incelikli bir biçimde ''teninde duyarak işlediğini okuruz. Ve ister kadın olalım ister erkek bu kitabı okuduktan sonra önce bileklerimizdeki prangalara, sonra da gökyüzüne bakarız ve dünyada var olan çocukların, erkeklerin, kadınların ve hatta doğanın bu çarpık düzende nasıl da esir edildiğini, dogmalarla nasıl da boğulduğunu ve tüketildiğini bir kez daha anımsarız ve gerçekten yaşamaya değer mi diye sorgularız. Tezer'in de dediği gibi '''Yaşamın en güzel anı. Denizlerle, kumsallarla, rüzgarla, yeryüzü ve gökyüzüyle birlikte varoluşu derinden duyduğum an. İki insanın birleşmesiyle kutsallaşan bu an. Sonsuzluk.'' bu sonsuzluğa erişmeği dileriz..
Çocukluğun Soğuk Geceleri
Çocukluğun Soğuk GeceleriTezer Özlü · Yapı Kredi Yayınları · 201816,5bin okunma
·
321 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.