Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Hamas'ın Maşalığıyla Yürütülen Gazze Savaşının Gerçekleri...
~ Gazze’yi savunuyor sandığımız Hamas’ın maşalığıyla Gazze’ye girişleri meşrulaştırılan siyonistlerin, Müslüman kardeşlerimizi yüzer biner katledilişini ve Filistin şehri Gazze’nin israil askerlerince hızla ele geçirilişini üzülerek izliyoruz. Peki siyonistler ilgilerini neden Kudüs değil de, birden bire Gazze’de yoğunlaştılar? Hamas neden daha önceden değil de, 2,5 milyon Gazze’liyi savunmasız bırakarak şimdi saldırdı? Kassam Tugaylarının başlattığı Aksa Tufanı operasyonunun ardında hangi gerçekler var? Bu soruları ve cevaplarını derinlemesine düşünmemiz gerekiyor. Neden Gazze, neden şimdi? siyonist israilin yaşam varlığı bildiğiniz gibi sadece paralarına ve onun bitmez tükenmez gücüne dayanıyor (hepimiz bu günlerde bir şekilde boykot olayına kıyısından köşesinden destek vermişizdir eminim). Bu güçlerini tüm dünyaya yayılmış açık ya da gizli yahudiler ve onların milyar dolarlık firmaları ve servetleri üzerinden kazandıkları ve devam ettirdikleri de hepimizce malum. Neden Kudüs değil de Gazze ve neden şimdi sorumuzun cevabı da işte burada ortaya çıkıyor. CEVAPLAR: Cevaplar sandığınız gibi dini değil, ticari sebeplere yani maddi çıkarlara dayanıyor. 1. En önemlisi, Kızıldeniz’in Akabe Körfezindeki israil sahil şehri Eilat’tan Akdeniz’e açmak istedikleri kanalın en kısa mesafede Gazze’de (Gazze vadisi kanal için en uygun yer pozisyonunda) bulunuyor olması. 2. Süveyş Kanalına alternatif olarak 1963’ten beri kurulmak istenen Ben Gurion kanal projesi, görünen o ki, Hamas’ın Kassam Tugayları maşası aracılığıyla başlatılan Aksa Tufanı isimli uydurma saldırıların nihai ve en büyük amacı. Katledilen Gazze’li mazlumlarsa siyonistler için sadece birer sayıdan ibaret… 3. Bu kanal sayesinde İsrail gemi geçişleri ve israil doğalgazının Hindistan ve Çin gibi ülkelere satışı trafiğinden yıllık en az 40-50 milyar dolar arası gelir elde edecek. 4. Aynı zamanda, israilin kanal üzerine inşa edilecek turizm şehirleri ve tesisleri aracılığıyla yine yıllık ortalama 50 milyar dolar gelir elde etmiş olacak. 5. Bir diğer fayda, Necef çölünün verimsiz toprakları kanal etrafına, Beersheba merkezli olarak kurulacak arıtma tesisleri sayesinde tarıma kazandırılabilecek. Örneğin hurma, zeytin ve zeytinyağı tarımı bu kanaldan beslenerek milyar dolarlık kazanç sağlanmasına imkan tanıyacak. 6. Yıllık ortalama 1-5 milyar dolar arası olan ve israilin hiç faydalanamadığı Gazze ticaretini engelleyip, bunun kerine siyonistler kendileri para kazanmaya başlamış olacaklar. 7. Gazze Şeridi açıklarında bulunan petrol ve doğalgaz rezervlerini Filistinlilere bırakmamış olacaklar. Burada bütün mesele Gazze’lilerin ölü ya da diri Gazze’den çıkarılması! Hamas’ta işte tam burada, neden böyle birden bire anlamsız ve hazırlıksız şekilde yaptı bunu dediğimiz icraatlarına başlıyor… Gazzelileri 1. Nakba’da olduğu gibi Ürdün ve Suriyeye süremezler. Malum Gazze’nin doğusunda Filistin değil, İsrail toprakları var. Bu yüzden Gazze’nin dünyaya açılabildiği tek nokta var. Mısır! İlerleyen zamanlarda, şu an sus pus olan Mısır’ın aktif rolü başlayacak… israil tarafından işgal edilmiş topraklarını (Sina yarımadası) geri almak için Filistin davasına desteğini kesen ve israil’i tanıyan (17 Eylül 1978 Enver Sedat) ilk Arap ülkesi olan Mısır, bugün Sisi önderliğinde ‘’hayır olmaz gibi istemiyorum’’ diye çıkan cılız sesler arasında, yine Filistin davasına ihanet edip yahudi efendilerinin sözünü dinleyerek, dış borçlarının silinmesi, kesilen İsrail doğalgazının Mısıra tekrar verilmeye başlanması ve Ben Gurion Kanal projesinden vaz geçilmesi karşılığında Gazzeli mültecileri Sina Yarımadasına alacak kadar alçaklaşacak mı bekleyip göreceğiz… israilli siyasetçi, yazar ve fenomenlerin, Filistin'lilerin Gazze’de ölmektense Mısır’a ait olan Sina Yarımadasına gitmesi ve orada kendilerine bir yaşam kurmaları gerektiğini dillendirmeleri, Amerika’lı bürokrat ve siyasetçilerin bu fikri Mısır ve israilli yöneticilerle istişare etmeleri bu şüphemizi güçlendiriyor… Mesela: Yakın zamanda isrilli yazar Eddie Cohen’in, Mısır'ın dış borçlarının silinmesi karşılığında Filistinlileri Sina'da yurtlandırmayı teklif etmesi bu pis kokulu projenin topluma duyurulma faaliyetlerinden birisidir. Ve yine, yakın zamanlarda, Mısır Temsilciler Meclisi'nin eski bir üyesinin, "Gazze halkını Sina'ya itmek, İsrail ordusunun planlama dairesi başkanı ve Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı Giora Eiland'ın haritalarla desteklenen projesini sunduğu milenyumun başlarına kadar uzanan bir projedir" şeklindeki demeci aşikarın beyanından başka bir şey değildir. Ne yazık ki, Filistinlilerin, 15 Mayıs’ta 1 Nakba’yı anma gününe (felaket günü), 7 Ekim’de Aksa Tufanı Nakba’sını ekleyip anmaya başlayacağı masum Gazzelilerin katledilmeleri kadar acı bir gerçek… Cemaatçi romantik paylaşımcılar çok kızacak biliyorum ama: Teşekkürler Ebu Ubeyde, Teşekkürler Aksam Tugayları, teşekkürler Hamas, siyonistlerle el birliğiyle Gazze’yi yok ettiniz… ~
Bülent Kaya
Bülent Kaya
Not: Yazılanlar şahsi fikrimdir. Katılır ya da katılmazsınız bu sizin özgür iradenizin bir tercihidir. 1. görseldeki Gazze Kanalı (Ben Gurion Kanalı) tarım projelerini üzerinden fikir yürüterek yaptığım bir çizimdir. israilliler muhtemelen başka güzergah belirleyeceklerdir.
··
739 görüntüleme
Patakute okurunun profil resmi
Kanal vd projeler, komşu devlet politikaları falan tamam da Hamas'ın maşalığı şu iletinizde olmamış. İsrail'in, hayata geçirmek istediği bir projeyi, bir işgali gerçekleştirmek için meşruiyet araması mı gerekiyor? Yok. Eskiden meşruiyet mi arıyordu? Yok. Hergün beşer onar öldürülen, hapsedilen, onuru çiğnenen, dikenli teller içinde yaşayan, dibindeki denizde balık avlamasına izin verilmeyen bu insanların canına tak etmiş olma ihtimali de mi yoktur? Bir umutla İran'ın gazına gelmiş olma ihtimalleri? İçinde yakın/ları zulme uğramamış bir aile bulunmayan bir topluluğun, bu zulüm içinde daha ne kadar sabretmeleri gerekiyordu? Azalarak, ezilerek daha ne kadar dayanmalılardı? Velev ki İsrail'e bir meşruiyet gerekiyor, bunca zulüm karşısında bir karşılık verme fırsatı bulduğunu sanarak kıyam eden bir avuç kimsesizin çırpınışları günün sonunda zalimin işine yaradı diye onlara maşalık yakıştırmak ne derece hakkaniyetli? Bu canavarın insafına teslim edilen bir avuç kimsesiz, geçmişte zaten Gazze'nin bilmemkaç katı verimli, stratejik toprağı zaten kaybetmiş. İslam iddiasındakilerle birlikte tüm dünya yine seyrediyoruz. Kendilerini karşılarındaki vahşiden korumak için tırnaklarından başka birşeyleri olmayanlar, bu zayıflıklarının bedelini organlarıyla, sevdikleriyle, canlarıyla zaten ödüyorlar. Elimizi uzatıp da yardım edemediğimiz bu kimselere, dillerimizle zulüm bari etmeyelim derim. İslama göre bu iddiaların da hesap gününde bir karşılığı olacaktır. Kötü bir yol açarak, yarın onlar için birşeyler yapmaktan imtina edilmesine sebep olmak tehlikesi de bonusu diyelim.
Limmonataa okurunun profil resmi
Herkes biraz düşkündür paraya. Dini konuları bahane olarak gösterip aslında kendilerine ticaret yolları açmanın peşindeler. Peki bu para onlarca insanı göz kırpmadan katledecek kadar tatlıysa ?
Bülent Kaya okurunun profil resmi
Limmonataa
Limmonataa
para tatlı olduğu için binlerce yıldır tek yaptıkları şey içlerinde bulundukları ülkelerin siyasilerini etkileri altına alarak istedikleri şekilde yönetmek olmuş. Ticareti çok iyi bildikleri için amaçlarına ulaşacakları yolda, minareleri çalarken kılıflarını iyi hazırlıyorlar. Canına tak edenler ülkelerinden defetmiş ama trafik lambalarındaki dilenciler gibi, asla yılmıyorlar. Sığınacak zor durumda olan, saf ya da aciz bir ülke bulmak onlar için hiç zor olmuyor. Dediğiniz gibi, yahudiler için para çok tatlı sonuçta...
Bülent Kaya okurunun profil resmi
Patakute
Patakute
Meşruiyet arayışında olduğunu söylemiyorum ki zaten. Uluslararası kamuoyuna bir bahane sunması gerekiyor ki, Hamas'ta burada biçilmiş kaftan oluyor. Filistin tarihini araştırırsanız, yıllarca, marksist düşüncelerle yetiştirilen Filistinlilerce kurulan sosyalist/komünist (yükselen Sovyetlerin bir etkisi olarak bizim ülkemizde de en meşhur haliyle Deniz Gezmiş gibi teröristlerin faaliyetleriyle bu akım görülmüştür) Fetih, FHKC, FDHKC gibi örgütlerinin içine soktukları mustariplerle Filistinlileri kışkırtıp tüm dünyaya kendisini tehdit eden teröristler olarak sunduklarını görürüz. Bu örgütlerin tüm faaliyetlerini inceleyin, sonunda kazançlı çıkanın hep aynı taraf yani siyonistler olduğunu göreceksiniz. Bir kere bile muvaffak olamamışlar silahlı eylemlerinde. İşin daha da kötüsü dünya kamuoyunda hep terör örgütü olarak anılmışlar. Malum komünizm çöktü. Fetih, parayı bulunca siyasi görüşünü terk eden solcular gibi, ellerine verilen siyasi koltuklarla sindirilip pasifleştirildi. Diğer parti ya da örgütler yok gibiler, varlarsa da ya Hamasın içinde ya da himayesinde, ya Fetih tarafında gibiler. siyonistlerin, Filistinlileri hakimiyetleri altında tutacak, istedikleri zaman kışkırtıp göstermelik saldırılarla devreye sokacak, yeni kuklalara ihtiyaç vardı, bir süredir popüler olan dini akım olduğu için mustariblerini bu seferde Hamasın içine sokup fitne faaliyetlerine başladılar. Tüm dünyaya kendilerini mazlum, Filistinlileri tükaka olarak gösterip ajitasyonlarına alet edecekleri örgüt de Hamas oluyor doğal olarak. Ha şu da var, Gazze katliamı (savaşı diyemiyorum çünkü Hamas milyonlarca insanın katledilmesi için İsraillilerin eline çok elverişli bir bahane verdi ve ortalarda görünmüyorlar, sizin de dediğiniz gibi onar onar, yüzer yüzer katlediliyorlar) özelinde, israilli siyonistler tüm dünyadaki güçlü hükümetleri satın almış olmalarından dolayı arsızlaşıp düpedüz katliam yapmaya başladılar ve şaşırtıcı şekilde (gerçekten düşündürücü derecede şaşırtıcı) ilk defa tüm dünyada, hükümetlerine rağmen, çocuk, kadın, yaşlı katliamı yapılmasına karşı vicdan sahibi Hristiyan, Musevi, ateist yada başka inanca mensup insan toplulukları harekete geçtiler. Bir merkezdeki had sokaklara düğmesine alenen basılmış gibi görünüyor. Tabii ki de o insanların hepsinin canlarına tak etti ve denize düşen yılana sarılır misali herkesten yardım bekliyorlar. Ama maalesef geçmişten günümüze hiçbir Filistinli siyasi ya da örgütsel kuruluş bağımsız olamadığı için bunun cezasını Filistinli mazlumlar ‘’alışmışlıklarından dolayı’’ her gün katledilerek ödüyorlar. En başından 1948’de başlamalıydı isyanları 75yıl sonra bu şekilde mantık sınırları dışında saçma sapan saldırılarla değil. Aklı selim lazım (hem siyasi hem askeri) Filistinlilere, eli yüzü kapalı, halkı aleni bir katliama maruz bırakan ama kendileri hep saklanan Hamas değil! Ve İslam dünyası olarak şunu anlamamız gerekiyor, Allah-u Ekber diye bağıran herkes Müslüman olmuyor. Öyle olduklarını iddia edenler nedense hepsi de c i a terzihanesinden çıkmış oluyorlar… Tüm dünyadaki sonuçları ise Suriye’de, Irak’ta ya da Afganistan’da olduğu gibi ortada. Bir noktada kendimi tam ifade edemedim sanırım. Tüm Hamas değil, onları yönetenlerden bahsediyorum ben. Alt kademedekiler, ya da Hamas'a gönül verenler tabii ki de bir maşalık rolünde değiller. Nasıl ki ülkemizdeki siyasi partiler kapalı kapılar ardında kirli pazarlıklar yaparken masum teşkilat olanlardan habersiz oluyor, Hamas alt kademelerinde harcana piyonlar da maalesef böyle... Haklısınız masum halk hep canıyla, malıyla, toprağıyla ödedi ve ödüyor. Unutmamalıyız ki, o canavar (herzl, karasu, nahum, kohen gibi siyonistlerin kirli paralarıyla satın alınmış ingilizlerin Gertrude Bell'inden Lawrence'a, Churchill'e, Roosevelt'e ve Biden, Sunak, Macron gibi günümüz siyasilerine kadar hepsi) dediklerimiz planlarını dün yapıp bugün uygulamaya koymuyorlar. Onlarca, yüzlerce yıllık planlar söz konusu. Toprak satmadı dediğimiz Abdulhamit zamanından, hatta ondan öncesinden beri hazırlanan planlar uygulanıyor. Arada maalesef, hep masumlar canından oluyor... Günümüz dünyasında artık durum tarihte olduğu gibi değil maalesef. yahudi sermayesi hep sinsi oyunlarla çok güçlendi ve ülkeler bir şekilde onların paralarına bağımlı. Ülkemiz de dahil. Herkesin suskunluğu, elimizi uzatıp yardım edememizin sebebi malum sebepten... Kimsenin vebalini alma derdinde değilim elbet. Ama olan biteni akıl süzgecinden geçirdiğimde, Hamas'ın başlattığı bu saldırıları mantıklı ve gerçekten Filistin'in bağımsızlığı için yapılmış gibi göremiyorum. Görenler varsa da kendilerini gözlerinin önündekini görememelerinden yada inanmaları istenilene inandıkları için tebrik ediyorum. Bugün gelinen şartlarda ne oldu? 24 Kasım itibariyle 15.083 Gazzeli masum katledildi. Ölen israilli sayısı sadece 1200 ve çoğu asker. 46bin konut ve 88 cami yerle bir edildi. 234bin konut, 266 okul, 174 cami ve 3 kilise hasar gördü. 26 hastane ve 55 sağlık merkezi kullanılamaz halde, yani ateşkese rağmen yaralılar ve hastalar hala ölmeye devam ediyor. 15bin insan hayatına karşılık, Hamas'ın elindeki 50 israilli esire karşılık, İsrail hapishanelerindeki 150 Filistinli serbest bırakılacak. bu 150 kişi katledilen 15bin masumdan önemli miydi? 4 günlük ateşkesten sonra kaç masum daha katledilecek? Bilmiyoruz! Haniye'nin Katar'da keyfi yerinde. Ne halt etiği belirsiz. Abbas, Gazzeyi yönetmeye talibim diyerek siyasi zafer peşinde! Cennetle müjdelenen Ebu Ubeyde bin Cerrāh'ın adını kirleten kim olduğu belirsiz Hamas sözcüsü ise popülaritesinin zirvesinde en güzel günlerini yaşıyor. Biz de 40bin adet şu duayı okursak Filistin kurtulur diyen ve fırsattan istifade bağış toplama derdinde düşen cemaatçiler ve bana ne Arap çöllerinden diyerek kaybettiğimiz topraklarda olan bitene kıs kıs gülen laiklerimizle birlikte olan biteni izliyoruz... Birilerini çok büyük bonuslar bekliyor evet... Allah akılsızlarımıza (söz meclisten dışarı) akıl fikir versin... (Biraz geç ve uzun bir yorum oldu kusura bakmayın. Sabrınız ve anlayışınızdan dolayı teşekkür ederim.)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.