Siyasete katılımcı olmak, kolektif ve planlı bir eylemin parçası olmak için eşitlik (eşit haklar, eşit muamele) iddiasında bulunmak yetmez, aynı zamanda, eşitlik terimleri dahilinde başkalarıyla eşit düzlemde bir aktör olarak eylemde ve talepte bulunmak gerekir. Bu yolla, sokakta toplanan topluluklar, karşı çıktıklarından farklı bir eşitlik, özgürlük ve adalet fikrini eyleme dökmeye başlar. Böylece "ben", aynı zamanda, olanaksız bir birlik halinde karışıp kaynaşmayan bir "biz" olur. Siyasal aktör olma bir işlevdir, diğer insanlarla eşit şartlarda eylemde bulunmanın bir vasfıdır, bu önemli Arendtçi formülasyon, çağdaş demokrasi mücadelele açısından güncelliğini koruyor.
Sayfa 51 - Koç Üniversitesi Yayınları