Bir şiir kitabı ile geldim bugün. Açıkçası şairi ilk kez tanıdım ve ilk kez kitabını okuyorum. Bendeki etkisinin bu kadar büyük olacağını tahmin etmiyordum.
Kitaptaki şiirlerin genel temasında yoğun olarak baba özlemini, anne hayranlığını-sevgisini görüyoruz.
Şairimiz, küçük yaşta babasını trajik bir şekilde öldürülmesinden ve annesinin nasıl bir dağ gibi ayakta kaldığından, ayakta kalmak zorunda kaldığından bahsediyor, hissettiriyor bize. Ayrıca babasının bir mezarının olmayışını da şu sözlerle şikayet ediyor:
"Olsaydı eğer bir mezar taşın
Ceketini asacaktık ona.."
Ben şairimizin kalemini biraz Şükrü Erbaş'ın kalemine benzettim açıkçası. Zaten ikisi yakın arkadaş. Muhtemelen birbirlerinden etkilenmişlerdir.
Şairimizin şiirleri fazlasıyla güçlü. Arada öyle cümlelere denk geliyorsunuz ki kaba bir tabirle 'Offf bu adam neler yazmış böyle!' deyiveriyorsunuz. Kesinlikle tavsiye edeceğim bir şair. Bilinmemeyi haketmiyor.
'Takvimden eksilenler yarama düşüyordu.'
'Sen bana şiir yazarsın, ben şairliğimden utanırım.'
'Kanat çırpıyor kuşlar mavi ve yeşilin öpüştüğü çizgide.'
'Sokağa çıkma yasağı vardı kelimelerimin şehrinde.'