Türk Edebiyatına lisede zorla okutulduğu dönemden kalan bir önyargım vardı. Okuduğum kitapları zorla ve itekleyerek okuduğum için nefret etmiştim.
Bu kitap o önyargımı kırdı.
Oldukça basit bir eserdi ama ilk roman olduğu göz önüne alınırsa oldukça başarılı. Döneminde değerlendirdiğimizde bize istenileni veriyor.
Dönemini çok iyi yansıtan ve trajedilerle dolu bir kitap. Dili eski dil olsa da, az bir kelime bilgisi ile oldukça akıcı bir şekilde okunabiliyordu. Olayların akışı çok hoşuma gitti.
Sadece kitabın sonlarına yakın olan olay beni sinirlendirdi. Kitaplarda böyle unsurlar bulunmasını sevmiyorum. Ki zaten kitabı sevmeyenlerin de bu yüzden sevmediğini düşünüyorum.
Ayrıca kitabın sonlarında duygu geçişleri bence yeterli değildi. Bir tık daha uzatılıp -fazla değil maksimum 50 sayfa- bu duygular daha iyi bir şekilde verilebilirdi.
En sevdiğim kısımlardan birisi ise kadınların o dönemde dikiş nakış işleyip, okuma yazma bitmemesinin, evlendirildiğinde ve gönlü olmadığında bunun sadece "naz" olarak lanse ettirilmesinin eleştirilmiş olmasıydı.
Batılı anlamda ilk roman için gayet başarılı buldum.
İyi okumalar.