Gönderi

Tanıdık geldi mi?
"İstanbul, Beyrut ve Selanik gibi istisnalar hariç Osmanlı şehirlerinin ve toplumun ne kadar geride olduğunu acı şekilde farketmişti. Osmanlıda ki en temel fark halkın eğitimsizliğiydi. Dini kaide adı altında hurafe teşkil eden görüşler nedeniyle dünya işleri bırakılmış,sınırlar uygarlık araçlarına kapatılmıştı. Devlet kara bir bağnazlık tarafından sarılmış ,ulema ise işler bozuldukça akla uygun çözüm yolları aramak yerine kadere razı gelmek ve dine yönelmek gibi çözümler üretir olmuştu. Halkın yaşadığı yokluk ve fakirliğin başarısızlık değil bir tür imtihan olduğuna inandırılmış ve buna karşı çıkmanın dünyaya değer vermek gibi oldukça günah bir eylem olduğuna ikna edilmişti. Toplum dinini dahi öğrenmekten uzak kalmış,sözde din adamlarının hurafeler ve geri düşüncelerle iç içe geçmiş öğretileri din adı altında zihinlere kazınmıştı. Toplumun bu şekilde esaret altında oluşunun nedeni eğitimsizliğiydi ve eğitimsizliğin sürdürülebilme koşulu toplum zihninin sözde hocalar ve şeyhler tarafından uyuşturuluyor oluşuydu. Şeyhler, dervişler,müritler,dedeler ve seyitler gibi kimseler geçimini halktan sağlıyor,tekke,türbe ve zaviye gibi kurumlar aracılığıyla çıkarlarını sürdürebildiği için toplumun içine düştüğü esaretten rahatsızlık duymuyordu. Öte yandan devlette büyük bir borç içinde kıvranıyor,toplumdan yüklü vergiler tahsis ediyor,soygunculuğun ve rüşvetçiliğin önüne geçemiyordu."
·
37 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.