Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

520 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
341 günde okudu
Sosyal medyada karşıma çıktığında bir kullanıcı "Başyapıt" olarak paylaşmıştı. Ekran görüntüsü alarak daha önce defalarca yaptığım gibi okumak istediğim ama okumayacağımı bildiğim yüzlerce ölü kitabın yanında yerini almıştı Martin Eden. Tabi ki daha önce defalarca kulağıma çalınmıştı ama önemsemedim. Değerli vaktimi Martin Eden'le harcayamazdım. Kendi içime baktığım bu dönemde yol arkadaşım oldu. Gerçekten bir başyapıtmış. Kitapla ilgili tek pişmanlığım daha önce neden okumadığım... ### KİTAP HAKKINDA BİLGİ İÇERİR ### Denizci Martinle başlıyoruz hikayeye. Klasik yoksul sınıfın basit bir üyesi. Martini öne çıkaran bazı özellikleri var. Güçlü, teninden fışkıracak kadar sağlıklı, iyi dövüşen ve kadınları kendine çeken bir enerjiye sahip. Ki bu özellikleri burjuva sınıfının yitik prensesi Ruth'u kendisine çekiyor. Martin de Ruth karşısında kayıtsız kalamıyor ama maalesef bazı engeller var. Mart bu iyi özellikleri dışında kendini hiç geliştirememiş, bilgisiz ve kültürsüz... Haliyle Ruth'a kendisini layık görmüyor. Ruth, ailesi ve genel olarak tüm zengin sınıfını zihninde yerleştirdiği ilahi noktaya çok uzak. Hikayeye bu noktaya kadar klasik zengin kız fakir oğlan hikayesi diyebiliriz. Sonrasında Martin gemi tayfalığını bırakıp kendini okumaya adamış, günlerce, aylarca gecesini gündüzüne katarak okumuş, yazmış çalışmıştı, uykusuz ve aç geçen gecelerde uykusundan bile feragat etmişti. Tek bir amacı var: Bilgi ve kültür seviyesini artırarak yüksek dağın tepesindeki burjuvazi sınıfın bir üyesi olmak, Ruth'un seveceği ve gurur duyacağı bir insan olmak. Bunun tek bir yolu var, o da yazılarını topluma kabul ettirerek şöhretli bir yazar olarak... Fakat maddi sıkıntılar peşi sıra gelmektedir, gelen başka bir şey daha var. Ruth da dahil olmak üzere tüm çevresinin salık verdiği, asla ulaşamayacağı hayalinden vazgeçmesi ve düzgün maaşlı bir iş bulması yönündeki telkinler... Ama başarıyor Martin, herkesi karşısına alarak kimseden ihtiyaç duyduğu desteği göremeden ve tek başına... (Kısmen ablası Gertrude ve tek dostu Brissenden dışında) Sonrasında Mariposa gemisiyle sonsuzluğa doğru yola çıkıyor. Lizzie ile daha güzel bir geleceği olabilirdi kanısındayım. Takdirini bu şekilde kulanmış yazar, saygı duyuyorum ve Martinin bu hayat yolculuğunu saygıyla selamlıyorum. Aklımda kalan bazı önemli noktalar var: * Martin'in bilgisi artıp hayat görüşü geliştikçe o çok yükseklerde gördüğü zengin sınıfın aslında defolarla dolu olduğunu farkederek aydınlanması. * İnsanların salt benliğini kimsenin önemsememesi, düşünce ve yeteneğin yerine hala zenginliğin, Amerikan rüyasının itibar görüyor oluşu biraz üzücü. * En sevdiğim bölüm ise şu oldu: Martin artık zengin ve itibarlı bir yazar. Daha önce desteğini esirgeyen hatta Martin'i küçük gören herkesin bu gözde yazarı evlerine davet etme yarışına (ikiyüzlülüğüne) giriştikleri sırada Mart'ın zihninde tek bir düşünce var: "Kitaplar daha önce yazılmıştı. Neden daha önce değil de şimdi? Ben o zamanlar paçavralar içinde, açlıktan geberiyordum. Neden o zaman beni yemeğe davet etmediniz? Asıl o vakitti sırası. Eserlerim daha o zaman tamamlanmıştı." Kulaklığımdaki ezgi: "Mariposa Traicionera"
Martin Eden
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202390,7bin okunma
·
80 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.