Gönderi

Akçam “Hristiyanlarla eşit olmayı veya onların daha üstün duruma geçmelerini kabul etmeyen” zihniyeti sert bir biçimde yermiştir (66). O. N. Ergin’de “imtiyaz” sayılan tercümanlığın farklı bir yorumunu okuyoruz: “Hemen hemen sadrazamlar gibi başı kesilmemiş tercümana da az rast gelinir” (740). ‘‘Yalnız Türk soyluları değil, Osmanoğlu’nun tacına rakip olabilecek öteki aile bireyleri bile düzenin değişmeden sürdürülmesi amacına kurban edilmişlerdir” (Kongar 20). “Diplomasi ve konsolosluk görevlerinde bulunan Rumların sayısı yüksekti, ama merkezi hükümette görev alan Rumlar’ın sayısı göreli olarak önemsiz sayılırdı” (Kuneralp 46). “Gayrimüslim toplulukların yönetimde, askeri kadrolarda ve tarım alanında faaliyet gösterme alanları kısıtlıydı” (Şen 1). “Viyana Protokolüne verilen cevabın aksine (yani 19. yüzyılda bile) tamamen Hristiyan nüfusun bulunduğu bölgelerde küçük bir köy kilisesi inşa etmek için dahi BabIâli’nin izni gerekiyordu” (Ortaylı 1979,231). “Patrikhaneye verilen imtiyazlar ruhban sınıfının feod al bir organizasyon halinde kalm asına yardım etmiştir” (Sâdi 14). “Azınlıkların daima rahatsız, tedirgin, kuşkuda bulunmasının haklı ve olağan görülmemesine imkân yoktur” (Umar 61).
46 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.