Ekonomik tetikçi olarak görevim algıları değiştirerek gerçeği şekillendirmekti; bir çeșit teknoloji destekli sofistike misyonerlik diyebiliriz. Matematiksel modeller ve propaganda amaçlı rapor
lar olușturur ve bunları yüklü krediler sayesinde herkesin hayatnın
daha iyi olacağına dair uydurduğumuz hikâyeleri desteklemek içir
kullanırdik. Bu hikâyeyi en başta kendimize, ardından da sırasıyla
vergi ödeyen Amerikan vatandaşlarına ve șirketlerimizin ele geçirmek istediği kaynaklara sahip ülkelerin liderlerine pazarlardık. Bu liderler de aynı hikâyeleri kendi vatandaşlarına aktarırdı. Dışarıya
tüm dünyada iyi șeyler yapıyoruz tarzı bir mesaj veriyorduk ama ișin gerçeği kurumsal sömürgeciliği yayıyor ve küresel bir imparatorluk inşa ediyorduk.