Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

önsöz den
Benin bayıldığım bir hikaye var; pek çok kez anlatmış olmalıyım. Bu bir Yahudi hikayesi: Asırlar önce bir şehirde bir haham yaşıyordu. Şehirde ne zaman bir sorun yaşansa haham ormana gider, bir kurban keser, dua eder, bir ritüeli yerine getirir, ve Tanrı'ya, "Bu felaketi başımızdan al. Bizi kurtar," diye yakarırdı. Ve her seferinde şehir kurtulurdu. Bu haham öldü; yerine bir başkası geçti. Şehirde bir sorun yaşandı; halk toplandı. Haham ormana gitti, fakat ibadet yerini bulamadı. Nerede olduğunu bilmiyordu. O da Tanrı'ya, "Eski hahamın sana yakardığı yer neresiydi bilemiyorum, ama bunun önemi yok. Sen nasılsa biliyorsun, ben de duamı burada edeceğim," diye seslendi. Neticede şehir kurtuldu. İnsanlar mutlu oldu. Sonra bu haham öldü; yerine yenisi geçti. Şehrin başına yine bir dert, bir felaket çöktü. İnsanlar toplandılar. Haham ormana gitti, ama Tanrı'ya dedi ki, "İbadet yerini bilmiyorum, ritüeli bilmiyorum. Sadece duayı biliyorum. Yani lütfen, sen her şeyi bilirsin, o yüzden ayrıntılara takılma. Beni dinle..." Ve söylemek istediklerini söyledi. Felaketten kıl payıyla kurtuldular. Sonra o da öldü; başka bir haham geldi. Halk toplandı, başlarında dert vardı, bir hastalık hızla yayılıyordu, ve dediler ki, "Ormana git, bugüne kadar hep böyle yapıldı. Ta eskiden beri hahamlar oraya giderler."Haham koltukta oturuyordu. Dedi ki, "Ne diye oraya gidilecekmiş ki? Tanrı bizi buradan da duyabilir. Hem ben o yerin nerede olduğunu bilmiyorum..." Sonra gökyüzüne baktı ve dedi ki, "Dinle. Bu yerin nerede olduğunu bilmiyorum, ritüelden haberim yok - duayı bile bilmiyorum ben. Bütün hikayeyi duydum, hani ilk hahamın ve ondan sonrakinin ve bir sonrakinin ve diğerlerinin nasıl ormana gittiğini... ben sana onların hikayesini anlatacağım - çünkü senin hikayelere bayıldığını biliyorum. Lütfen, hikayeye kulak ver ve bizi felaketten koru." Ve eski hahamlarla ilgili hikayeyi anlatmaya koyuldu. Derler ki Tanrı hikayeyi çok beğendi ve şehri kurtardı. Tanrı hikayeleri çok seviyor olmalı; kendisi de mitler yaratıyor, mutlaka hikayeleri seviyordur. Tüm dedikoduyu ilk başlatan zaten kendisi! Evet, yaşam bir dedikodudan ibaret, yaradılışın sonsuz sessizliğinde anlatılan bir dedikodudan ve insanoğlu dedikodu üreten bir hayvan Bir Tanrı değilsen mutlaka dedikoduyu seviyorsundur: Rama ve Sita'nın, Adem ile Havva'nın, Mahabharata'nın öykülerini seviyorsundur; eski Yunan, Roma, Çin öykülerini seviyorsundur. Milyonlarcası var - hepsi de güzel. Eğer onları mantık testine tabi tutmazsan sana kapılarını açarlar; içlerinde nice gizemler saklıdır. Ama onlara mantık uygulamaya kalkışırsan tüm kapılar kapanır; o zaman o tapınak sana uygun değildir. Aşk hikayeleri. Onları seversen sana sırlarını verirler. Ve içlerinde neler neler saklıdır: insanlığın keşfettiği her şey öykülerde saklıdır. O yüzden İsa öğretilerini kısa öyküler aracılığı ile iletir, o nedenle Buda öykü anlatır durur. Hepsi dedikoduyu severdi.  
Butik yayınlarıKitabı okudu
·
35 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.