Her fikir, marjinal muhalif olduğunda bir alakaya sahiptir. Zira bu döneminde hem bıcırında bir sabi kadar masum hem de bir kutlu önder kadar idealist ve umutperesttir. Bu yüzden onu iktidar olduktan sonra tanıyanlar ile muhalif iken tanıyanlar onda aynı şeyi göremezler. Felsefe lisanında onun masum olduğu o döneme -yani muhalif umutkâr olduğu dönem- "teorik/nazarî"; iktidar olup hegamonya yarattığı döneme ise "pratik/amelî" denir. Bu yüzden muhalif iken kendisine inanan müminleri, pratikleştikten sonra kendisine tapan putperestlere satar o. Tabiatın kanunu böyledir. Hal sebepten marjinal muhalif olarak doğan ve bu umuduyla var olan Necip Fazıl'ı, iktidar olduktan sonra artık bir tahakkümpereste dönüşen Kısakürek'e değişmem ben. Değişenlerin de ona ihanet ettiğine inanırım. Tıpkı bugün Muhalif Kemalizm'in dünün iktidar kemalizm'ini anlayamamasına benzeyen bir ihanettir bu. Ya da kıyamete yakın yeniden inzal eden İsa Mesih'e "sana gerek yoktu, biz idare ediyorduk" diyen papazın riyâsıdır bu. Ancak her benzetmedeki benzenilen-benzetilen ikiliğinden doğan farklılık burada da mevcuttur. Bu yüzden teşbihte hata aramak da aptal işi kabul edilmiştir. Ancak tüm bunlara rağmen, henüz rüştünü ispat etmemiş bir sabinin kendi ruhuna dair tenkitte bulunma cesareti göstermesi de O sâbi'ye hayranlık duymaya yeter. Siz bugün buna özeleştiri deyelirsiniz. Ancak ben, özeleştirinin "oldum ben" kibrinden mütevvelit gerçekleştiğini gerçekledim. Bu yüzden burada öyle bir kabule yer olmadığını ifade ederek müsadenizi istiyor ve bu yapıta ne özeleştiri ne de özdüzenleme dememek cesareti gösteriyorum. Bu eser basbaya bir "bilmek arzusu"dur. Üstelik buradaki arzu, Aristo'nun bilme arzusundan dahi daha cesur ve dolayısıyla samimidir. Zira Muallimi Ezvvel mevcudiyetinden vaz geçme cesareti gösterebilmiş değil idi. Özetle siyasallaştırılmış dinden hiç haz etmeyen ben bile bu düşüncenin menbağına dair böyle bir esere tahammül etmiş iken sizlerin tahammül edememesi pek haklı bir mazeret sayılmaz bana göre. (Bunu sizden üstün olarak değil, bu düşüncenin tam karşısına kendimi konumlandırmış bir dindar olarak söylüyorum.) Muhakkak bu eserden nasiplenmeniz gerekiyor. Ancak nasiplenir iken de lütfen siyasal ve ideolojik gözlüklerinizi çıkartıp bilişsel gözlüğünüzü takın ki meramınız iç dünyanızı keşfetmek olsun. Keyifli okumalar ve dahi seyirler efenim... Eseri zahiri anlamıyla izlemek isteyenler için link: youtu.be/4sQi02wuwuo?si=...

Siyah Pelerinli AdamNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 2017786 okunma

·

2 artı 1'leme

·

777 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Muhammet İkbâl