Sokak Nöbetçileri serisinin ilk iki kitabını okuyanlar beni anlayacaktır. Son iki kitapta karakterlerin gerçekten büyüdüğünü, olgunlaştığını ve biraz olsun mantıklı hareket ettiklerini görüyoruz. Daha önce okuduğumda Helin karakterinin manasız tripleri (kendi yaptığı bir şeyi başkası yapınca onu terk etmesi gibi) ve sayfalarca anlık düşüncelerini görmüştüm ve birbirlerine çok bağlı görünen Sokak Nöbetçileri'nin sırları, ihanetleri ve kötülükleri bile mevcuttu ama son iki kitapta öyle değildi. Düşünce yerine sürekli bir olay ile karşılaştık. Tüm sırlar açığa çıktı, ihanetlerin sebepleri ortaya döküldü, bütün sorunlar iyi veya kötü bir sonuca ulaştı ve evet ortada bir bağ vardı ve bu bağı bu kitaplarda daha çok görüyoruz çünkü ilk ikisinde sadece düşmanlık vardı. Düşmanlıklarının bile sebepleri ortaya çıkıyor. Bu sırlar biraz canınızı sıkabilir çünkü bir sırrı bir karakter öğrendiğinde biz de öğrenmiş oluyoruz ama diğerleri bunu bilmiyor ve sayfalar sonra öğreniyor. İşte tam bu noktada bu sırrı diğerlerinin bilmediğini unutmuş oluyoruz. Her neyse iyisiyle kötüsüyle Sokak Nöbetçileri'nin sonuna geldik. Sevgi ve bağlılık her şeyi yeniyor mesajı verilse de ben öyle düşünmüyorum. Bazı hatalar affedilmemeli ama tabii ki bu bir kitap ve okuyucuya mutlu son gerekiyor :) olması gerektiği gibi bitti diyebilirim sadece sonu biraz fazla uzamış ve beni okurken sıktı çünkü dört kitapta sık sık okuduğumuz cümleler yine karşımıza çıktı. Yine de beğenmediğimi söyleyemem :)