Kitap aslında coğrafyanın kader olmadığını, toplulukların her işi bilinçli ve dürüst şekilde yaptıklarında en çorak alanları bile güzelleştirebileceğinin öyküsünü sunuyor. Kitabın ilk satırlarında İsveçlilerin, Finlilere uyguladıkları çifte standarttan bahsediliyor. 1800’lü yıllardaki sorunlara değiniliyor. Daha sonra Snellman adlı düşünürün Fin halkına yüklediği bilinç derinlemesine anlatılıyor. Kilise, ordu, okul gibi kurumların halkın korktuğu ve kaçtığı kurumlar değil, halkın gelişimine ve özgürlüğüne katkı sunması gereken kurumlar olduğunun ve işlevlerinin artması gerektiğini vurgulayan Snellman’ın fedakarlıkları konu ediliyor. Kitabın sonlarına doğru iyi ve kötü ruhun diyaloglarının yer aldığı bir bölüm bulunuyor. Bu bölümde tüm karamsarlıklara rağmen iyiliğin gücü övülüyor. Dolayısıyla her şeyin daha iyi olabileceğinin cesaretini veren, buna teşvik eden kitap iyi ruhu da galip ruh olarak sunuyor ve kitabı böyle bitiriyor. Bence cesaret veren, teşvik eden, devlete ilişkin bakış açısının olumluya dönüşmesi için önerilerde bulunan iyimser bir kitap. İçi boşaltılmış kurumların gerçek görevini yerine getirebilmesi için kolektif iradenin gerektiğini Finliler üzerinden örneklendiren bu kitap tartışmalı noktaları olsa da okunmalı diye düşünüyorum.

Beyaz Zambaklar ÜlkesiGrigory Petrov · Ayrıntı Yayınları · 2017100bin okunma

·

38 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Kitabinaslibu