“Sultanlar rahatı aradılar ve bu yüzden yollarını şaşırdılar.
O sultanlar, o sultan çocukları bizim içinde bulunduğumuz
ölümsüz coşku ve ebedî sevincin farkında olsalardı kılıçlarını sıyırıp sahip olduğumuz bu zahmet azlığı ve hayat zevkini elde etmek için savaşırlardı.” diyen İbrahim b. Ethem, dünyevi zevklerin anlamını kaybettiği ve manevi zevkleri
tattığı bir makamdan konuşuyordu. Bu makama gelebilmek ise ancak dünyadan ve zevklerinden vazgeçebilecek
bir manevi olgunluğa erişmekle mümkün olur. Hz. Mevlana, vefasız olan dünyanın insanı bir gün terk edeceğini ve
ona gönül verilmemesi gerektiğini öğütler ve şöyle der: “O senden vazgeçmeden, sen ondan vazgeçmeye çalış! Kim, zahitliği yüzünden dünyayı terk ederse dünya onun önüne çok, daha çok gelir.” İbrahim b. Ethem de vazgeçtiği dünya önüne serilse bile Yunusça bir tavır göstermiştir:
Ballar
balını buldum kovanım yağma olsun!