Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Esasen bu pasajlarda Hz. Dâvûd üzerinden öncelikle Hz. Peygamber'e, ardından tüm devlet yöneticilerine hatta daha genel anlamda her Müslümana yönelik açık bir mesaj yer almaktadır. Şöyle ki: Sâd sûresinin burada yer verdiğimiz ilgili metninde 99 ile 1 koyunun mukayesesi yapılmakta ve 99 koyunu olan kişinin -üstelik kardeşi olan- diğer şahıstan tek koyununu istemek suretiyle gerçekleştirdiği zulüm ve mağduriyetten söz edilmektedir. Bu da bize gösteriyor ki, aslında âyette sözü edilen koyunlar, o toplumda yaşayan insanların ellerinde bulunan serveti, koyunlarla ilgili farklı rakamsal değerler kişilerin sahip olduklan mal, mülk ve servetin tek elde toplandığını ve idareci durumunda bulunan Hz. Dâvûd'un da servetin dağılımında üzerine düşen görevi yapmadığını ifade etmektedir. Yani bu duruma göre Hz. Dâvûd işin gereğini yerine getirmediği için yönettiği ülkede zenginle yoksul arasında muazzam bir uçurum meydana gelmişti. İşte böylece Yüce Allah bu olayı, Hz. Peygamber'e anlatmak suretiyle demek istemektedir ki: Ey Peygamber! Senin içinde yaşadığın bu toplumda da koyunları, develeri, bağları, bahçeleri olan zengin kişiler bulunmaktadır. Ancak onlar bununla yetinmek istemedikleri için elinde bir koyunu, devesi, bahçesi, evi olanı da zulüm yoluyla sahiplerinden almak, böylece servet tekeliyle onlara hükmetmek istemektedirler. Bu noktada senin yapman gereken âdil bir servet dağılımını gerçekleştirmek olmalıdır. Şayet bunu yapmazsan, o zaman hem görevini ihmal etmiş hem de Hz. Dâvûd gibi bizden af dilemek zorunda kalmış olursun.
Sayfa 164 - Beyan Yayınları
·
485 görüntüleme
Mihriban okurunun profil resmi
Bir diğer görüşe göre: "Davûd Peygamber kendisine getirilen davayı hallederken sadece davacıyı dinlemiş, davalıya herhangi bir şey sorma ihtiyacı hissetmeyerek hemen kararını vermişti. Ancak daha sonra yaptığı usûl hatasını farkedince, bundan dolayı hemen tevbe edip Allah'tan affını talep etmişti."
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.