Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Dem
Annem şeker hastası. Zamanında gittiğimiz diyetisyenin verdiği diyet listesinde -Teyze ara öğün olarak az meyve yemesi gerekiyor. Demesiyle, Ben ve ablamda bitmeye yaklaştıkça manavdan yada en yakın marketlerden ara ara meyve alırız zamanın elverdiği koşullarda ne var ise reyonda, fakat annem yaşı itibariyle fazlasıyla iştahı olmadığı için ne alsak sanki yüzlerce kilo almışız misali hep kalırdı tezgahın üstündeki kapta, Gelip gittikçe mutfağa her saydığımda yeniden doğuyorlarmış misali kayıp vermezlerdi hiç. Anadolu’nun yoksul dönemlerinde çocukları ve hane bireylerini duyurabilmek adına rafta kalan tüm erzaklardan türeyen yemekler var ya Mesela Menemen, ğuymak, hengel vs vs. Yeter ki hane doysun üretimi Hah ablamda işte buna soyundu sanırım, bitmeyen meyveleri gördükçe. Mucit ablam. Tabi ablam son dönemlerde onun da yaşı ilerlediği için merak saldı mutfağa ne var ne yok onun oyun bahçesi oldu. Adını kendi koyduğu tatlılar yapmaya başladı. Sanırsın evrenin yeni tatlarını keşfediyor. Tatlıyla ne annem ne ben doğduğumuzda beri küsüs hoşlanmadık birbirimizden. Yıldızımız barışmadı bir türlü. Her akşam akşam yemeğinden sonra Annem odasına Ben odama çekildikten sonra Ablam zırhını giyer Mutfağın kapısını bir labaratuar edasıyla usulca kapatır ve savaşa başlardı. Garip ama yarım saate kalmaz hoş kokular usul usul kapı altlarından sızardı odalara. Derken o geldi O Bir türlü gelemeyen Gelmeyen Gelmek istemeyen belki de. Ablam tatlı yaptı O yedi O gelecek diye ablam hep tatlı yaptı. O hep yedi Mutlu oldu Güldüğünde gözleri çizgi haline gelen kadının Kocaman kocaman gözleri ışıldayarak yedi. Belki de sevmedi Ama yedi Belki de asla yemezdi Ama yedi Mutlu oldu Belki ablam Belki benim için Mutlu etti Güldü Güldürdü Tebessüm saçtı Yaza kışa. Yanağında son bir pasta lekesi ile uzaklaştı yağmurun ilk damlalarıyla ve pembe montuyla. Sanırım o gün hepimiz birlikte çıktık mutfaktan. Ablam uzun zamandır artık mutfağa dokunmuyor. Hepimiz susuyor odalarımıza akın ediyoruz, tebessümleri mutfağa bırakıp. Geriye sadece tezgah üstünde şeker ve bir portakal kalmış bugün. Sabahın doğmamış saatlerinde farkettim. Göz göze geldiğimde anladım. Babam da da bu hissi yaşamıştım Ölüm gibiydi Umut hep vardı Ama, Kime Neye Nasıla. Sanırım uğurlamaların en güzelini en tatlı haliyle yaşamışım.
·
143 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.