kendimi kapana kısılmış gibi hissediyorum, her şeyi yetiştirmeye çalışmanın yorgunluğu var üzerimde. belki de kemmiyete bu kadar önem vermemeliyim bunu biliyorum ama elimde değil yapamıyorum. sürekli sınavdaymışım gibi hissediyorum, yargılanacağımı ve her an sanık kürsüsüne çıkarılacağımı hissediyorum.. ahh ne yorucu şey bu durum. beni anlamak için sınav stresini tahayyül edebilirsiniz böyle çok kaygılanırsınız ya hı işte ben de sürekli sınavdaymışçasına kaygılıyım, aslına bakarsanız dengeyi tutturunca olması gereken bir şey ama kaçırınca hayat zehir oluyor.. çok sıkıldım bu durumdan. ne zaman geçecek bu tetikte olma hali? bu kaygı, bu korku, bu her an suçlanacakmış hissi... geçecek mi ya da? kim kazıdı bu kadar suçlu olduğum fikrini zihnimin en derin kuyularına? kim yaptıysa ehilmiş işini hakkıyla yapmış. keşke sevmek konusunda da ehil olsaymış.
Erdem Bayazıt "bu memlekette insanlar belki de en çok baba sancısıyla inliyor,
en çok baba deyince aklımıza gelir çocukluğumuz" demiş ne güzel ne doğru demiş.. dehb tanısı koymayın hemen konudan konuya atlamadım kendimce bu durumun müsebbiplerinden birini itiraf ettim işte. bu suçluluk duygusunun esas yerlisi babamdı, belki öncesinde de dedem. kimseyi suçlamak değil niyetim anlıyorum onları öfke falan da duymuyorum, öfke, nefret, suçlamak bana göre şeyler değil sanırım beceremiyorum hamdolsun. ama bir şey aklımda dönüp duruyor, kimsenin aklına gelmemiş miydi bu döngüyü kırmak? biraz düşünüp ben ne yapıyorum demek gelmemiş miydi akıllarına? hepsi ailesinden aldığı/gördüğü duyguyu bi akıl süzgecinden geçirmeden mi çocuğuna içirmişti? ya zehirlenirse dememişlerdi.. bana kalmıştı bu ağır görev, döngüyü kırma görevi. ne sancılı bir görev ama.
ilginçtir ki benim mayama çalınmamıştı bu suçlama hali, bir sevgi vardı yaratılan her şeye karşı içimde. yabancısı olduğum ama bir o kadar da damarlarımda akan kan kadar benden bir parça.. sahi kim çalmıştı bu sevgiyi mayama? ben kimseyi suçlamayacak kadar nasıl sevmiştim her şeyi? Vedud'un tecellisi miydi?
şimdi gelelim en büyük soruya ben kendimi neden sevemiyorum? insanların kusurlarını bu kadar görmezden gelen yağmur kendine merhametsiz bir firavuncasına nasıl muamele edebiliyor? ikisi aynı kişi mi? kusurlarımı sevmeme çok ihtiyacım var ama ben hiç kusurlarımla kabul edilmedim ki şimdi babamı arayıp bu konuyu konuşacağım, beni olduğum gibi sevin diyeceğim, belki braz yargı da dağıtırım tamamdır espri de yapıldı yazı bitmiştir bu arada aslında bu yogtu içimden geldi:D