18. yüzyılda Doğu Avrupa'nın gülünç ve korkunç batıl
inançlannın sembolü haline gelen vampir, 19. yüzyıla gelindiğinde
bir taraftan politik tartışmalarda sıkça kullanılan pejoratif
metafor bir taraftan da gotik-romantik edebiyatın popüler
karakteri hüviyetlerini kazandı. Batılılaşma hareketleri
19. yüzyılda Osmanlı toplumunun her alanında etkilerini
hissettirirken Osmanlı'nın Avrupa'da kaybettiği topraklarda
yeşeren vampirin Batı'daki popülaritesi, eski bir Osmanlı
hurafesi olarak değerlendirilen fenomenin yeniden yorumlanmasına
yol açtı.