Artık "hayal kırıklığı nedir" diye sorulduğunda gösterebileceğim somut bir şey var elimde. Hayal kırıklığı bu seridir.
Caraval serisinde Jacks karakterine baya bir yükselmiştim ve onun başrol olduğu bir seriyi okuyacak olmak beni hayli heyecanlandırmıştı. Zaten internette de çok meşhur bir seri.
Bu seriyi yere göğe sığdıramayanlarla kapanmayacak bir hesabımız var artık.
Bu serideki her karaktere ayrı bir sinir olmamın yanı sıra önceden sevdiğim Jacks'ten de o kadar soğudum ki ben bile şaşırıyorum. İki serideki karakter asla aynı olamaz.
Bu seriye olan yüksek beklentimden dolayı Caraval'a puan verirken "kesin ouabh 5 yıldız alır benden" falan diyordum ama nerede! Caraval'a hak ettiğini vermemişim gibi hissediyorum şu an. O seri için rüya gibi bir havası var deniyordu ve ilk kitap gerçekten de hayal dünyasında gibi hissettirdi. Bu seri için de çok masalsı bir hikaye olduğu söyleniyordu ama hiç de öyle hissetmedim.
Olaylar zaten aşırı anlamsızdı. Her sayfada kafayı yedim. Bu kitapta Apollo'nun Jacks'ten daha fazla pov'u vardı, varın siz düşünün.
Sonu da her zamanki gibi oldu bittiye geldi zaten. Bir de yazar bir sonu haklayabilmiş gibi iki tane de alternatif son yazmış. Spoiler: hepsi kötü.
Okuması git gide daha da işkence gibi olan bir seriydi. Çok şükür bitti.