Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde kurulan Cumhuriyetimiz bugün 100
yaşındadır. Türk milletinin tarih yolculuğundaki varoluş mücadelesi Cumhuriyet’in ilanı
ile taçlanmıştır. Bu bağlamda, İsmail Küçükkaya’nın İlber Ortaylı ile yapmış olduğu röportajın
kaleme alınmasıyla ortaya çıkan Cumhuriyet’in
İlk Yüzyılı (1923-2023) yakın tarihimize dair bize
söyledikleri açısından oldukça önemlidir. Ortaylı’nın aydın tarihçi kimliği, tarihsel olaylarla günümüz arasında bağ kurması, bu eseri değerli
kılan diğer yanıdır. Eser, imparatorluğu cumhuriyet yapan değerlerin ve mücadelenin neler olduğunu merak edenler için içerisinde cevaplar
barındırmaktadır.
Tanzimat dönemi modernleşme hareketleri ile
başlayıp II. Abdülhamid dönemi, Millî Mücadele, Kurtuluş Savaşı, Atatürk ve silah arkadaşları, tek partili dönem, 1950, 1960 ve 1980’li yıllar,
günümüze etki eden güncel konular da dâhil olmak üzere son yüzyılımıza ait kırılma noktaları
anlatılmaya çalışılmıştır. Bahsi geçen dönemlerin tarihsel serüveni Ortaylı’nın yorumlarıyla
okuyucuya keyifli bir biçimde aktarılmıştır.
İlber Ortaylı, eserin başlarında Türkiye Cumhuriyeti’nin Osmanlı İmparatorluğu’nun bakiyesi
üzerinde kurulduğunu ve mirasçısı olduğunu şu
cümleleri ile belirtmektedir: “Türkiye Cumhuriyeti’nin üzerine kurulduğu topraklar Osmanlı
Devleti’nin anavatanıdır. Bu nedenle cumhuriyetle beraber devlet devam ediyor; diliyle, diniyle, toprağıyla ve insanlarıyla elbette Osmanlı’nın
halefi biziz. Türkiye bir ‘reddi miras’ hakkına sahip değil.” diyerek, Osmanlı İmparatorluğu ile
Türkiye Cumhuriyeti arasındaki kültürel, siyasal,
idari ve hukuki devamlılıkları vurgulamıştır.
Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal
Atatürk’ün, arkadaşlarının arasından nasıl sıyrıldığı, karakteri, askeri dehası, içine doğduğu ve
büyüğü koşullar eserde ayrı bir bölümde aktarılmaktadır. Ortaylı, “Atatürk her zaman sorumluluğu ve ağır yükü üzerine almak isteyen bir kişilik
sergilemiştir.” cümlesiyle nasıl bir kişiliğe sahip
olduğuna dair okuyucusuna ipucu vermektedir.
Eserde Atatürk’ü tanımlarken sıkça vurguladığı bir diğer konu da onun askeri kimliğidir, “Çok
açıktır ki Atatürk devlet reisimiz olmasının yanı
sıra, bir komutandır, hatta yeni Türkiye’nin ilk
mareşalidir.” diyerek bizlere anlatmaktadır.
Cumhuriyetin ilk yüzyılında neler olup bittiğine dair genel bilgileri barındıran bu eser bize
önemli bakış açıları sunmanın yanı sıra bir çeşit
sonuç bildirgesidir. Son olarak Ortaylı, “Türkiye
bir cumhuriyettir. Ve İslam dünyasının en önemli
cumhuriyetidir. En sağlam müessesidir.” sözleriyle de bir çeşit konum saptaması yapmaktadır.
Eser okuyucularını tarih kitaplarının akademik
yapısından uzaklaştırmayı çok iyi başarıyor ve
bunu yaparken de okuyucularını süreç hakkında
düşünmeye, çıkarım yapmaya ve sonuca ulaştırmaya çalışıyor.