Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

130 syf.
7/10 puan verdi
·
23 saatte okudu
Barbarlara Reddiye...
Afrika'da misyoner olarak görev yapan Fransız papaz Lavigerie bir köle ticareti karşıtıydı. İslam dinini barbarlıkla ve siyahi kölelere karşı kötü muamele etmekle suçlaması üzerine (o sırada Pariste Hukuk okuyan) Mısırlı tarihçi Ahmed Şefik paşa bu kitabı yazmıştır. Kitap 6 bölümden oluşuyor. 1) Antik çağlarda kölelik. 2) Orta çağda kölelik. 3) Modern çağda kölelik. 4) Hristiyanlıkta kölelik. 5) İslamda kölelik. 6) Mısırda siyahilerin köleleştirilmesi. 130 sayfaya kölelik hakkında hemen hemen her şeyi sığdıramaz zaten, fakat genel olarak tarih boyunca farklı ırkların ve kültürlerin köleler hakkındaki düşüncelerini ve davranışlarını yüzeysel olarak ele almış. Ve başarılı olmuş da diyebiliriz. Kitabın içeriği hakkında yorum yapmadan önce papaz Lavigerie'nin islama karşı bu tutumunu ele almak isterim. Cahillikten mi yoksa kasıtlı olarak mı böyle bir iddiayı ortaya atmış? Bir insan tarihten ve dinlerden ne kadar bihaber olursa olsun islamın köleliği teşvik ettiğini, ya da müslümanların kölelerine barbarca davrandıklarını iddia etmez. Hele de hayatının büyük bir bölümünü arap topraklarında Müslümanlarla geçirmiş bir papaz. Papaz olması da İslam hakkında belli başlı fikirleri olması gerektiğini düşündürüyor. Görev yaptığı Cezayir'de kıtlık döneminde insanların muhtaçlığını fırsat bilerek onlara yardım ederek hıristiyanlığa teşvik etmesi Cezayir hükumeti tarafından dine karşı eylem olarak kabul edildi. Bu sebepten mütevellit oralarda pek sevilen biri değildi. Devletin bu tutumunun Lavigerie'de islama yönelik nefret oluşturduğuna dair iddialar mevcut. Kitap ilk bölümden başlayarak Antik Mısır, Hint krallıkları, Asuriler, Pers Krallığı, Çin imparatorluğu, Antik Yunanlılar, Romalılar ve İbraniler gibi pek çok farklı kültürlerde kölelerin hayatına ve haklarına basitçe değiniyor. Bu kadar basit bilgiler ışığında bile doğu kültürlerinin kölelere karşı daha sıcak ve ılımlı tavır takındıklarını görebiliyoruz. Mısırda, Çinde, İbranilerde, Perslerde ve Asurilerde kölelerin belli başlı hakları olduğunu ve çoğunlukla saraylarda hizmetçi gibi görev yaptıklarını görüyoruz. Eğer köle cezalandırılacaksa bile bunu efendisi değil mahkeme yaparmış. Hint, Romadaysa tam aksi bir durumla karşılaşıyoruz. Efendisine itaat etmeyen köle, ya da hür birine küfür eden köleler Eski hintlerde diri diri yakılırmış. Kölelere efendilerin malıymış gibi davranılır ve para karşılığında satılır, kumarda kaybedilir ya da kazanılırmış. Filozofları ve uygarlığıyla bilinen Yunanda bile durum farklı değildi. Tarihin en ünlü filozofu Aristotales'in bile insanları kendince sınıflandırdığı ve aşağı (köle) tabakayı küçümsediği bilinen bir gerçektir. Bir sonraki bölümde daha çok Avrupa'da köleliği inceliyor. Cermenler, Franklar, Anglosaksonlar ve daha bir sürü etnik kökenler. Bu gruplar kölelere kötü muamele etmeseler bile onlara karşı yobazca bir tutum sergilemişlerdir. Kölenin çocukları da köle olarak doğar, ebeveynlerinden biri özgür olsa bile çocuk köle sayılır, mahkemelerde tanıklık yapamaz, devlet kurumlarında çalışamazmış. Özgür bir insan bir köleyle evlenirse özgürlüğünü kaybeder. Özgür bir kadın kölesiyle evlenirse ikisi de diri diri yakılır ya da idam edilirler gibi yasal(!) cezalara başvurmuşlardır. Köleliğe ek olarak Laviergie'nin islam "siyahi köleler"e karşı barbarca davrandığını iddia etmesine reddiye olarak, yazar Avrupa'nın tarihinde kara leke olarak yer edinmiş "Code Noir"i örnek veriyor. Fransa'nın kralı 14. Louis'in hakimiyetinde yürürlüğe giren bu yasalar gereğince siyahi köleler birçok haklardan mahrum bırakılmış, dahası bu insanların hayatını hiçe saymıştır. Basit bir hırsızlık vakasında bile bu köleler idam edilir. Efendileri köleleri öldürürse mahkeme efendiye hiçbir yaptırım uygulamaz. Ya da en basitinden birden fazla (aynı efendinin malı olmayan) siyahi kölelerin bir arada bulunması yasakmış. Beyaz tenli biri yolda yürürken 7 siyahi köleyi bir arada görürse onları kırbaçlamaya hakkı varmış.  Lavigerie İslama laf etmeden önce kendi ülkesinin tarihini okumuştur diye umuyorum...  Son olarak da Hristiyanlık ve İslamda köleliği inceliyoruz. Yazar İncilde Köleliğe yönelik hiçbir hükmün bulunmadığını ve kölelere nasıl davranılması gerektiğinin yazmadığını söylüyor. Oysa İslam dini köleleikle mücadele etmiş, Kur'ani Kerim kölelere karşı merhametli olmamız gerektiğini söylemiştir. Peygamber efendimizin siyeri de kölelere karşı ne kadar iyi ve şefkatli olduğunu gösteren örneklerle doludur. İslamın kölelere tanıdığı haklar da diğer dinlerde görülmemiştir. Özgür biriyle evlenen köle de özgürlüğüne kavuşur ve hür insan olurmuş. Çocukları da diğer özgür insanlar gibi mirastan pay alırmış. Mahkemelerde şahitlik edebilirmiş vs vs... Kaldı ki İslam'ın en bilinen öğretilerinden biri olan "Allah katında en üstününüz en takvalı olanınızdır." ayeti, bu dinin hiçbir dile renge ve ırka karşı taassuplu olmadığını çok net biçimde ortaya koymuştur. Peki madem İslam kölelikle mücadele etmeye geldi, neden köleliği açıkça yasaklamadı? İslam, cahil ve yobaz bir toplumda doğdu. Tek bir seferde köklü bir değişim yapıp köleliği kaldırmak sonuç vermeyeceği gibi İslama da zarar verirdi. Ek olarak İslamda köleliğin belli başlı şartları da vardı. Anne ve babası hür olan bir müslüman başka bir müslümana asla köle olamazdı mesela. Köleler sadece savaşlarda esir alınan kafirlerden olurdu. Baya uzattım... ama güzel kitaptı. Tavsiye edilir <3
L'esclavage Au Point De Vue Musulman
L'esclavage Au Point De Vue MusulmanAhmed Şefik Paşa · Cornell University Library · 02 okunma
··
2 artı 1'leme
·
588 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.