Herkese merhaba, Tanrıların Gölgesinden sonra iki kitap bitirdim. Biri Peri Avcısı-Sarah K.L. Wilson, biri de bu kitap olan Kayıp Eczacı. Kitap okumayı o kadar çok özledim ki anlatamam. Şimdi; okumalarıma Peri Avcısı ile başladım, lakin hiç beğenmedim. Bölümlerin kısalığı ve kurgunun kopukluğu beni aşırı üzdü. Bu yüzden onun incelemesini eklemiyorum ve direk Kayıp Eczacıya geçiyorum. Kayıp Eczacıya bir review videosunda denk geldim ve alınan övgüler üzerine merak ederek satın aldım. Bir hafta önce de okumaya başladım. Kitap biri günümüzde, diğer ikisi ise 18. yüzyıl Londra'sında yaşayan üç kadının gizemli hikayesini konu alıyor ve bu hikaye zehirleri, gizli bir eczaneyi ve bir defter dolusu kadının ortak hikayesini anlatıyor. Yazar Thames Nehri kenarında bulduğu 1700'lere ait bir eczacı şişesi ile bu kitabı üretiyor ve hikayemiz gerçekten de Thames Nehri'nin kenarında yapılan Çamur Kazıları ile başlıyor. Kitap hakkındaki düşüncelerime geçecek olursam; Ben kitabı beğendim. Daha doğrusu anlatılmak istenileni, gerçeklere dayandırılmış olabilme ihtimalini ve bunu hayal etmeyi sevdim. Kitaba 10 üzerinden 8 puan, 5 yıldız üzerinden ise 3,80 falan veriyorum (bu nasıl puanlama demeyin, içimden öyle geldi hzjsbxhj) Kitap 300 sayfalık bir kitap ve sayfa 220'e kadar benim için hep 7/10'du. Ancak (klasik) son sayfalara eklenen gizem ve aksiyon, e bir de hikayenin güzel bitişi puanı daha doğrusu benim heyecanımı bir tık yukarı çekti. Bakın size şöyle anlatayım; hikaye belli bir sayfaya kadar çok monotondu. Yazar, böyle büyülü (yalnız fantastik olmayan büyülüden bahsediyorum), lezzetli, insanı heyecanlandıran, aynı zamanda duygulandıran ve motive eden, gizem dolu bir hikaye yaratmak istemiş ve gerçekten ben bu yaratmak istediği dünyayı çok iyi anladım. Lakin sayfalardan o anlatılmak istenen büyüyü çekip alamadım. Ne demek istediğimi umarım anlatabilmişimdir. Daha fazla gizem, daha kelimelerin üzerinde oynamasını isterdim. Eczacının verdiği zehirler gibi bende o zehri kelimelerde, hikayede hissetmek isterdim. İşte o zaman büyülenirdim. Ancak daha basit anlatılmış, bu yüzden de hikaye uzatılmış gibi gözüküyor. Ancak aslında öyle değil. Şimdi benim gibi düşünmeyenler, kitaba bayılacak olanlar olabilir. Çünkü ben bunu çok yoğun bir dönem sonrası 'ahh söyle kalıplı bir hikaye okusam da büyülensem' diyerek, büyük beklentiyle başladım. Eğer beklenti küçük tutulursa ve 'öyle aklımı dağıtacak ama çokta beni sarsmayacak bir hikaye olsa da okusam' derseniz öneririm. Bu şekilde. Sizde benim düşüncelerimi okuduğunuz için bende size teşekkür ediyorum. Umarım her ne yapıyorsanız işler sizin ve çevrenizdekiler adına harika gider. Sizlere kalben sevgilerimi ve saygılarımı sunuyorum. Şimdiden keyifli okumalar dilerim..
☆☆☆
