Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Tasavvuf kelimesinin ilk harfi 'te idi. Te harfi tövbeye işaret ederdi. Abdülkâdir Geylâni Hazretleri, tövbeyi zahir ve bâtın olmak üzere ikiye ayırdı. Zahiri tövbe kişinin bütün diş uzuvlarıyla günahlardan, kötülüklerden arınmastydı. Görünen uzuvlarını emir ve taate uygun hale getirmesiydi. Bâtıni tövbe ise kişinin kalbinin tasfiyesiydi. Kötü huyların iyi huylarla değişimiydi. O zaman kişi tasavvuftaki te makamını aşmış olurdu. Bu kisiye tövbe eden anlamında taib denirdi. Taaufiaki ihinci harf has haglydi. Saflik, temizlik anlamlarını içeriyordu. Abdülkâdir Geylani'ye göre saflik ve temizlik de iki çeşitti. Birincisi, kalbin safliğı ve temizliğiydi. İkincisi ise sır temizliğiydi. Kalp temizliği, kişinin kalbini beşeri kirlerden ve tasalardan temizlemesiyle gerçekleşirdi. Allah ile bağlantı kuramadığımız her şey kalp için sorundu. Kalpte sorun yapan haller pek çoktu. Abdülkadir Geylânî, bu halleri çok konuşma, çok uyuma, fazla kazanma hırsı, haset, kin, nefret, dünyevî şeyleri çok düşünmek olarak tespit etti. Bunlar kalbin manevi inkişafına engel olan sorunlar, daha doğrusu hastalıklardı. Kalb-i tasaffi için bu kötü huylardan uzaklaşmak gerekirdi. Kalp bunlardan temizlenince kalbin safliğı hasıl olurdu. Kalbin bunlardan temizlenmesi ise cehri zikir ileydi. Kalbin ikinci aşamadaki sır temizliği ise kişinin sır lisanıyla esmayi algılamasıyla gerçeklesen bir haldi ki kalbin saflaşmasının en üst her an tevhid-i hakiki penceresinden bakma, esmadaki açılım ile Allah'tan ve O'nun sevgisinden başka bir şeyi düşünmekten, aklına getirmekten kaçınma haliydi. Bu bale gelince kalpteki sır temizliği hasıl olur olurdu. Bu asamalardan sonra kisi sad makamında saltanatın kum velayes makamında Rabbi ile dostiuĝa kavugurdu. Cünkü desthuk muhabbetle olurdu. Muhabbet saflaşmış bir kalpte bulunurdu. Tasfiye olmamış kalp cansızdı. Cansızın sevme özelliği yoktu. Ne zaman kalp tasfiye ile hayas bulursa orada il tezahier eden sevgi olurdu Abdalkidir Geylant'ye give nefis tezkiyeyi, kalp tasfiyeyi istendi Bunlar hasıl olunca ruh terakki ederdi. Kalpten bu tasfiye tamam olup kaib-i muaffaya ulazzidıi zaman sad makam haul olurdu Tasavvuf kelimesinin üçüncü harfi 'vav idi. Velayete isaret ederdi, Kisinin Allah ile dost olmasi ancak kalbin saflaşmasindan sonra olurdu. Allah ile dost olana da veli denirdi. Insan kicú abläkl biriyle doit oimakean masl kacinarsa, Allah da kötü kalpliyle dostluktan kaçınmaktaydı. Abdülkådir Geylânî bu makamdaki kişinin Allah'in ablak ile ahlaklanması gerektifini ve Allablm yiz on yedi güzel ahlák olduğunu söyledi. "Allahin ahlâkı ile ahlâklanınız!” hadisini Allah'in sıfatları ile sfaanz jeklinde açıklads. Allalin sfarlare ile sfanlanmaya da ancak beşeri sıfatlardan soyutlandıktan sonra ulaşılabileceğini belirtti. Bu makama gelince şu hadis-i kudsinin sırrınin ortaya çıkacağını söyledi. as "Ben bir kulu sevdiğim zaman, onun kulağı, gözü, eli ve di olurum. O benimle işitir, benimle görür, benimle tutar, benimle konuşur ve benimle yürür." Ona göre Allah'ın dışında her şeyden arınınca vav makam hasil olurdu. Tasavvuf kelimesindeki son harf fe idi. Bu harf fenafillaha işaret etmekteydi. Allah'tan başka her şeyden geçip O'nda yok olma haliydi. Insanda beşeri sıfatlar yok olunca geriye ehadiyet afatları kalirdi. O sifatlar yok olmaz, başkasına geçmezdi. Böylece fani olan kul, baki olan Allah ve O'nun hoşnutluğu ve nazari ile bekaya tutunmus olurdu. O'nun zati bakiydi. O'na bakan yüzde her şey bekaya tutu nurdu. O'nun razı olduğu ameller de O'na bakan yüzdü. Kula düsen salih amellerle O'na yaklaşmakti. Fenafillah gerçekleşince, kurbet åleminde beka hasil olurdu. Cünkü kişinin mubah işleri de ibadet olurdu. Bu makam lahut âleminde peygamberlerin ve arkalarından gelen velilerin makamıydı. Abdülkâdir Geylânî, fenafillahi ya ratilanın yaratanla kavuşması ve yaratılanın bilumum benlikten styrilarak yaratanda kendinden geçmesi olarak yorumladı. Tasavvufu böyle açıklayan Abdülkâdir Geylânî kendi tasavvuf görüşünü de sekiz temel üzerine attı. Rabbe gitmek için kulda olması gereken sekiz özellik vardı. Bunlar: 1. Seha: Cömertlik, yumuşaklık, Hz. İbrahim ahlâkiydı. 2. Riza: Ishak peygamber özelliğiydi. 3. Sabir: Eyüp peygamber hasletiydi. 4. Isaret: Maksadı konuşmadan anlama ve anlatma, Zekeriya (as) vasfryd. 5. Gurbet: Yahya peygamberin hayatrydı. 6. Suf giymek: Musa peygambere benzemekti. 7. Seyahat: Isa peygamberin yaşantısıydi. 8. Fakr: Allah Resulünün vasfiydı. Abdülkädir Geylânî, Kadirilik yolunu bu özelliklerle güzar etti. Müritlerine bu sekiz peygamberin ahlâkını salık verdi. Kullukta esas olan, Hakk'a karsı sadakatli, halka karşsı güzel ahlakli olmak, kıyl u kal ile uğraşmamaktı.
·
101 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.